Sosyalizm İçin Entelektüel Kılıf
- Hans-Hermann Hoppe
- 1 Şub 1988
- 4 dakikada okunur

Sosyalist sektörün oldukça büyük olduğu Batı ülkelerindeki yaşamla karşılaştırıldığında, tam sosyalizm altında yaşam acınacak düzeyde sefildir.
Yaşam standardı o kadar içler acısıdır ki, 1961 yılında sosyalist Doğu Alman hükümeti, insanların sosyalizmden kaçmasını önlemek için yaklaşık 900 mil (yaklaşık 1450 km) uzunluğunda bir duvar, dikenli tel, elektrikli çitler, mayın tarlaları, otomatik hedef alan silahlar, gözetleme kuleleri, bekçi köpekleri ve bekçilerden oluşan bir sistem kurmuştur.
Ampirik kanıtlar, sosyalizmin bariz bir başarısızlık olduğunu göstermektedir. Ve sosyalizmin başarısızlığının nedeni çok açıktır: Üretim araçlarının neredeyse hiçbiri özel mülkiyet altında değildir ve neredeyse tüm üretim faktörleri, tıpkı Amerikalıların Posta Hizmetleri’ne sahip olduğu gibi, ortak mülkiyet altındadır.
Öyleyse neden görünürde ciddi olan bu insanlar hâlâ sosyalizmi savunuyorlar? Ve neden hâlâ binlerce sosyal bilimci, üretim faktörlerinin özel (bireysel) kontrol yerine sosyal (toplumsal) kontrol altına alınmasını savunuyor?
Her şeyden önce, elbette bazı sosyalistler salt kötü insanlar olabilirler. Acıya ve sefalete karşı hiçbir itirazları olmayabilir, özellikle de bu acı ve sefalet başkalarına aitse ve kendileri çok iyi bir yaşam sürerlerken bunu yönetmekle görevli iseler.
Ama ben, sosyalizmi kapitalizmden daha “değer üretici” olduğu iddiasıyla savunanlara odaklanmak istiyorum. Onlar, Doğu Almanya örneğinde olduğu gibi, bunun aksini gösteren kanıtların konuyla ilgisiz veya belki de sadece tesadüfi olduğunu iddia ediyorlar.
Ancak Doğu Almanya veya Sovyet Rusya deneyiminin sosyalizme karşı kesin bir kanıt olduğunu kim, nasıl inkâr edebilir? İnsanlar, sosyalizme karşı kanıtların sadece tesadüfi olduğu gibi saçma bir görüşü nasıl savunabilirler?
Cevap, pek muhterem görünen ampirizm (deneycilik) felsefesinde yatmaktadır. Sosyalizmi kendi başarısızlığıyla çürütülmekten koruyan ve sosyalizme hâlâ sahip olduğu itibarı temin eden şey ampirizmdir.
Bu nedenle Mises’in sosyalizm eleştirisi hem sosyalizmi hem de ampirizmi hedef almaktadır. Mises, sosyalizm ile düşük yaşam standartları arasında kaçınılmaz bir bağlantı olduğunu, Sovyet Rusya deneyiminin bir tesadüf olmadığını ve ampiristlerin bunu bir tesadüf gibi gösterme çabalarının entelektüel bir hataya dayandığını açıklamaktadır.
Ampirizm iki temel varsayıma dayanır: Birincisi, gerçeklik hakkında kesin olarak, apriori (önsel) hiçbir şey bilinemez; ikincisi, bir deney, iki veya daha fazla olay arasındaki bir ilişkinin varlığını veya yokluğunu kesin olarak kanıtlayamaz.
Bu iki varsayımı başlangıç noktası olarak kullanarak, sosyalizmin ampirik çürütmelerini kolayca reddetmek mümkündür.
Ampirist-sosyalist kişi gerçekleri inkâr etmez. Aslında, Sovyet Rusya ve Doğu Avrupa’da yaşam standartlarının içler acısı olduğunu (gönülsüzce) kabul eder. Ancak bu deneyimin sosyalizme karşı bir argüman oluşturmadığını da iddia etmeye devam eder.
Hatta, söz konusu sefil koşulların, gelecekte ele alınacak bazı ihmal edilmiş ve kontrol dışı durumların sonucu olduğunu ve bundan sonra herkesin sosyalizmin daha yüksek yaşam standartları anlamına geldiğini göreceğini de söyler.
Böylelikle, ampirizm sayesinde Doğu ve Batı Almanya arasındaki çarpıcı farklılıklar bile açıklanabilir hâle gelir. Örneğin, ampiristlere göre bu farklılıkların nedeni, Batı Almanya’nın Marshall Planı yardımı alırken Doğu Almanya’nın Sovyetler Birliği’ne tazminat ödemek zorunda kalmasıdır; ya da Doğu Almanya Yönetimi’nin Almanya’nın daha az gelişmiş, kırsal bölgelerini kapsamasıdır; ya da Doğu’da serflik zihniyetinin çok daha geç bir tarihte terk edilmesidir vesaire.
En mükemmel şekilde kontrol edilen deney bile bu durumu değiştiremez, çünkü açıklamak istediğimiz değişkeni etkileyebilecek her değişkeni kontrol etmek imkânsızdır. Evreni oluşturan tüm değişkenleri bile bilmiyoruz, bu da tüm soruları yeni keşfedilen deneyimlere kalıcı olarak açık hâle getirir.
Ampirizme göre, herhangi bir olayı başka bir şeyin olası nedeni olarak dışlayamayız. En saçma şeyler bile -daha önce gerçekleşmiş olmaları koşuluyla- olası nedenler olabilir. Dolayısıyla mazeretlerin sayısı sonsuzdur.
Ampirist-sosyalist kişi, sosyalizme yöneltilen suçlamaları, bunlar yalnızca ampirik kanıtlara dayandığı sürece reddedebilir. Sosyalist politikaların gelecekte ne gibi sonuçlar doğuracağını bilemeyeceğimiz için, bunları denememiz ve deneyimin kendi adına konuşmasına izin vermemiz gerektiğini iddia edebilir. Sonuçlar ne kadar kötü olursa olsun, ampirist-sosyalist, şimdiye kadar ihmal edilmiş, az çok makul bir değişkeni suçlayarak her zaman için paçayı kurtarabilir. Yeni revize edilmiş bir hipotez oluşturur ve bu hipotezin süresiz olarak test edilmesi gerektiğini savunur.
Ampirist, deneyim (deney) sayesinde belirli bir sosyalist politika planının daha fazla zenginlik üretme hedefine ulaşamadığını anlayabileceğini söyler. Ancak bu deney ona, biraz farklı bir planın daha iyi sonuçlar vereceğini asla söyleyemez. Keza deney, herhangi bir sosyalist politika ile mal ve hizmet üretimini iyileştirmenin veya yaşam standartlarını yükseltmenin imkânsız olduğunu da söyleyemez.
İşte şimdi, ampirist felsefenin aslında ne kadar dogmatik olduğunu görüyoruz. İddia ettiği açıklık ve deneyci pratiklere yaptığı vurguya rağmen, ampirizm, kişiyi eleştiri ve deneyimden tamamen koruyan entelektüel bir araçtır. Sosyalizmi, kendi başarısızlığının apaçık gerçeğinden korumak için entelektüel açıdan kesinlikle dürüst olmayan mükemmel bir araçtır.
Misesyen iktisat anlayışı, sosyalizmin başarısız olduğunu, çünkü iktisadın reddedilemez kanunlarını ihlal ettiğini ortaya koymaktadır. Bu kanunlar arasında iktisadi mübadele kanunu, azalan marjinal fayda kanunu, karşılaştırmalı maliyetler ve karşılaştırmalı üstünlüklere dayalı Ricardocu birliktelik kanunu, fiyat kontrolleri kanunu ve paranın miktar teorisi bulunmaktadır ki bunlar pratik mantık yoluyla eylem aksiyomundan çıkarsanabilmektedir. Dolayısıyla, sosyalizmin denendiği her yerde sonuçlarının ne olacağını önceden ve kesin olarak bilebiliriz.
Sosyalizmi sağlam ve sertçe eleştirmek istiyorsak, ampirizmin absürt entelektüel hatalarına da saldırmalıyız. Sosyalizmi mağlup etmek istiyorsak, insan eyleminin mantığına ve iktisadın reddedilemez yasalarına dayanan ilkeli bir Misesyen duruş sergilemeliyiz.
Yorumlar