12/08/2022 - Edward W. Fuller
John Mearsheimer geçtiğimiz günlerde Ukrayna savaşı üzerine önemli bir konferans verdi. "Amerika Birleşik Devletleri'nin şu anda Rusya ile fiilen savaş hâlinde olduğu" uyarısında bulundu. Mearsheimer'a göre, "Amerika Birleşik Devletleri bu savaşın esas sorumlusudur." Alexander Stubb ise Mearsheimer'a cevaben "Suçlanması gereken tek yer Kremlin, Putin ve Rusya'dır" diyor.
Ukrayna üzerinden bir suçlama oyunu oynayan bu yorumcular modern dünyada savaşın nedenini anlamıyorlar. Ukrayna savaşı, 1914'te başlayan ve yüz yıldır devam eden bir savaşın son bölümüdür. Bunu anlamayanlar savaşın nedenini, nasıl sona erdirileceğini ve gelecekteki savaşların nasıl önleneceğini de anlayamazlar.
Ukrayna savaşına karışan tüm devletler sorumluluğu paylaşmaktadır. Serbest piyasa ekonomisine hükümet müdahalesi, Ukrayna savaşı da dâhil olmak üzere tüm modern savaşların temel nedenidir. İlgili tüm hükümetler on yıllardır serbest piyasa ekonomisine sistematik olarak müdahale etmektedir. Dolayısıyla bu savaştan hepsi sorumludur.
Korumacılık, Emperyalizm ve Savaş
Ukrayna savaşını tam olarak anlamak için Birinci Dünya Savaşı'na neyin sebep olduğunu anlamak gerekir.¹ Birçok tarihçi 1880'den sonra "yeni bir bölgesel emperyalizm dalgasının" Birinci Dünya Savaşı'na yol açtığı konusunda hemfikirdir.² Ancak çoğu tarihçi 1880'den 1914'e kadar süren emperyalizm çılgınlığına neyin sebep olduğunu açıklayamamaktadır. Cevap korumacılıktır.
Temmuz 1879'da Otto von Bismarck, Almanya'da yeni bir gümrük tarifesi uygulamaya koymuştur.³ İktisatçıların vurguladığı gibi, bir gümrük tarifesi iki grubun zararına yerli üreticilere fayda sağlar: birincisi yerli tüketiciler ve ikincisi yabancı üreticiler. Bir tarife yabancı ülkelerdeki ticareti engeller ve yabancılar doğal olarak bundan rahatsız olurlar.⁴
Bismarck'ın gümrük tarifesi büyük bir hataydı. Ancak, Ludwig von Mises'in de vurguladığı gibi, "diğer tüm uluslar korumaya sarılsa bile, bir ulus kendi refahını en iyi serbest ticaretle sağlar."⁵ Almanya'nın komşuları serbest ticareti benimsemek yerine, aptalca bir şekilde gümrük tarifelerini yükseltti. Aşağıdaki tablonun da gösterdiği gibi, "1913 yılında tüm büyük ülkeler (Birleşik Krallık hariç) oldukça korumacı ticaret politikalarına sahipti."⁶
Korumacılığın emperyalizmle ne ilgisi vardır? Serbest ticaretin olduğu bir dünyada bir ulus imparatorluktan kâr elde edemez. Buna karşılık, korumacı bir ulus bir imparatorluktan fayda sağlayabilir.⁷ Sonuç olarak, korumacı hükümetler topraklarını şiddetli bir şekilde genişletmeye mecbur kalırlar. Korumacılığın 1880'den sonra geri dönüşü, Birinci Dünya Savaşı'nda doruk noktasına ulaşan yeni bir bölgesel emperyalizm dalgası yaratmıştır.
Birinci Dünya Savaşı'nın Sonuçları
Korumacılık Birinci Dünya Savaşı'nın temel nedeniydi ve savaş korkunç büyüklükte güçlerin serbest kalmasına neden oldu. Rusya ve Ukrayna için savaş 1917 Rus Devrimi'ne yol açmıştır.⁸ Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ancak 1914 öncesindeki korumacılık sayesinde mümkün olmuştur.
1919'da imzalanan Versailles Antlaşması ile ilgili pek çok sorun vardı. Yine de temel sorunu, 1914'ün emperyal-korumacı düzenini muhafaza etmesiydi. Birinci Dünya Savaşı'nın galipleri, diğer ulusların genişlemesini önlemek için Milletler Cemiyeti'ni kurdular. Ancak toprak genişlemesinin temel nedenini, yani korumacılığı ortadan kaldırmadılar. Nitekim İngiliz, Fransız, Alman ve İtalyan gümrük tarifeleri 1925'te 1914'tekinden daha yüksekti.⁹
Dahası, Birinci Dünya Savaşı büyük mali sorunlar yarattı. Bu sorunlar 1920'lerin ve 1930'ların yoğun bir ekonomik istikrarsızlık dönemi olacağını garanti ediyordu. Ne yazık ki, büyük güçler 1930'ların başındaki ekonomik kaosa daha da şiddetli korumacı politikalarla tepki verdiler.¹⁰
Birinci Dünya Savaşı ve yarattığı ekonomik sorunlar Almanya, İtalya ve Japonya'daki pek çok kişiyi hayatta kalmanın tek yolunun ekonomik olarak kendi kendine yeterlilik -ya da otarşi- olduğuna ikna etti. Ancak ekonomik olarak kendi kendilerine yeterli olmak için lebensraum'a (yaşam alanı) ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlardı.¹¹ Ve savaşmak daha fazla ekonomik alan elde etmenin tek yoluydu. Ekonomik milliyetçilik -yani korumacılık ve otarşi- İkinci Dünya Savaşı'nın temel nedeniydi.¹²
ABD savaş sırasında Sovyet sosyalizmini kurtardı. SSCB 1930-1940 yılları arasındaki Kış Savaşı'nda Finlandiya'yı bile fethedemedi. Kış Savaşı Sovyet sosyalizminin içsel zayıflıklarını ortaya çıkarmış ve Adolf Hitler'i Haziran 1941'de SSCB'yi işgal etmeye teşvik etmiştir.¹³
SSCB'nin Nazi Almanyasını yendiğine inananlar Sovyet propagandasının kurbanlarıdır. Gerçekte ABD, Mihver Güçleri'ni ekonomik gücüyle mağlup etmiştir. SSCB, ABD'den aldığı çelik, alüminyum, bakır ve diğer kilit malzemeler olmadan silah üretemezdi.¹⁴ Dahası, ABD büyük miktarlarda ulaşım ekipmanı sağlayarak SSCB'de bir ulaşım ve taşımacılık krizi yaşanmasını önlemiştir.¹⁵
Tarihçiler ABD'nin katliamcı Joseph Stalin ile müttefik olması gerekip gerekmediğini tartışmaktadır. Ancak ABD-Sovyet ittifakını savunanlar bile Franklin D. Roosevelt'in, Almanya'nın Şubat 1943'te Stalingrad Savaşı'nı kaybetmesinin ardından SSCB'ye yapılan Ödünç Verme ve Kiralama Kanunu kapsamındaki yardımları azaltması gerektiğini kabul etmek zorundadır. Bunun yerine Roosevelt 1944 ve 1945'te canavarı beslemeye devam etti ve Sovyetler Birliği Avrupa'daki en zorlu güç hâline geldi.¹⁶
Soğuk Savaş, NATO ve SSCB'nin Çöküşü
İş göremez duruma düşen SSCB 1941-1942'yi zar zor atlattı. Peki 1945'ten sonra sosyalizmi yayacak kadar nasıl güçlendi? ABD'den bedava savaş malzemesiyle. Sovyetler, Avrupa ve Asya'yı Amerikan ulaşım araçlarıyla geçerek bu yol boyunca sosyalizmi yaydı.¹⁷ Komünist Avrupa ve Asya'ya akın eden Sovyet silahları ABD'nin Ödünç Verme ve Kiralama Kanunu kapsamındaki malzemeleriyle üretildi.¹⁸
Soğuk Savaş'ın başlamasıyla birlikte ABD, Roosevelt'in Ödünç Verme ve Kiralama Kanunu ile yarattığı Sovyet canavarını durdurmak için bir yola ihtiyaç duydu ve SSCB'nin sosyalizmi yaymasını engellemek için 1949 yılında Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün kurulmasına öncülük etti.¹⁹ NATO o zamandan beri Rusları kışkırtmaya devam ediyor.
Sosyalizmin kaosa neden olması iktisadî bir yasadır.²⁰ Roosevelt SSCB'nin ömrünü uzatmış ve böylece milyonları sefalete mahkûm etmiştir. Fakat Sovyet sosyalizmini sonsuza kadar ayakta tutmak mümkün değildi. Sovyetler Birliği'nin kaçınılmaz çöküşü 1980'lerin sonunda başladı.
Ukrayna bu çöküşün kilit oyuncusuydu. Ruslar, Ukrayna'nın ayrılması hâlinde Sovyetler Birliği'nin dağılacağını biliyordu. Ukrayna nihayet 1991'de bağımsızlığa doğru ilerledi ve SSCB dağıldı. İnatçı sosyalistler çöküşten Ukrayna'yı sorumlu tuttu. Gerçekte ise kaotik sosyalist sistem çöküşü kaçınılmaz hâle getirmişti.
2022'deki Ukrayna savaşı Sovyet sosyalizminin çöküşünün artçı sarsıntısıdır. Sovyetler Birliği'nin kamulaştırılmış enerji sisteminin Rusya ve Ukrayna arasında bölünmesi on yıllardır ciddi bir gerilime neden oldu. Ayrıca Ukrayna'nın NATO üyeliği meselesi de 2008'den beri Rusya'yı rahatsız etmekteydi.
2021'de Volodymyr Zelenskyy ve Joe Biden NATO konusunda büyük hatalar yaptı. 2022'de Vladimir Putin Ukrayna'yı işgal ederek büyük bir hata yaptı. Ardından Biden Rusya'ya yaptırım uygulayarak büyük bir hata yaptı. Şu anda ABD Rusya ile fiilen savaş hâlinde ve bu savaşın yakın zamanda sona ermesi de pek olası görünmüyor.
Sonuç
Ukrayna savaşının kökleri 1914 öncesi korumacılık dönemine kadar uzanmaktadır. Korumacılık Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı, Soğuk Savaş, Kore Savaşı, Vietnam Savaşı, Orta Doğu'daki sayısız savaş ve Ukrayna savaşına yol açmıştır. Yani aslında 1914 öncesi korumacılık yüz yıllık bir savaşa neden olmuştur. Bu trajik yüz yıllık savaşta en az 150 milyon insan hayatını kaybetmiştir.
Savaşı önlemenin tek yolu, savaşın temel nedenini ortadan kaldırmaktır. 20. yüzyılın bize öğrettiği bir şey varsa o da korumacılık ve sosyalizmin savaşa neden olduğudur. Devletin ekonomiye müdahalesini ortadan kaldırmak savaşı önlemenin anahtarıdır. Ludwig von Mises'in de vurguladığı gibi, "kalıcı barışı sağlayan tek bir sistem vardır: Serbest piyasa ekonomisi."²¹
Dipnotlar:
1. David Fromkin, Europe’s Last Summer (New York: A.A. Knopf, 2004), ss. 6–8.
2. Richard Overy, Blood and Ruins (New York: Viking, 2022), ss. 2–3. 3. Paul Barioch, Economics and World History (Chicago: University of Chicago Press, 1995), s. 24. 4. Ludwig von Mises, Human Action: A Treatise on Economics (Auburn, AL: Ludwig von Mises Institute, 1998), ss. 680–684. 5. Ludwig von Mises, Omnipotent Government (Indianapolis, IN: Liberty Fund, 2011), p. 87. 6. Paul Barioch, Economics and World History (Chicago: University of Chicago Press, 1995), s. 25.
7. Ludwig von Mises, Human Action: A Treatise on Economics, s. 820. Ayrıca bkz, Omnipotent Government, ss. 3–5.
8. Robert Service, Lenin: A Biography (Cambridge, MA: Harvard University Press, 2000), p. 369.
9. Paul Barioch, Economics and World History (Chicago: University of Chicago Press, 1995), s. 40.
10. Richard Overy, The Origins of the Second World War (New York: Routledge, 2016), ss. 32–33. Ayrıca bkz, Richard Overy, Blood and Ruins, ss. 27, 54–55. 11. Richard Overy, Blood and Ruins (New York: Viking, 2022), s. 36. 12. Ludwig von Mises, Omnipotent Government 13. Sean McMeekin, Stalin’s War (New York City: Basic Books, 2021), s. 150.
14. Sean McMeekin, Stalin’s War (New York City: Basic Books, 2021), s. 368.
15. Richard Overy, Blood and Ruins (New York: Viking, 2022), ss. 564–565.
17. Sean McMeekin, Stalin’s War (New York City: Basic Books, 2021), s. 663.
18. Victor D. Hanson, The Second World Wars (New York: Basic Books, 2017), s. 527.
19. Sean McMeekin, Stalin’s War (New York City: Basic Books, 2021), s. 658.
20. Ludwig von Mises, Human Action: A Treatise on Economics, ss. 694-697. 21. Ludwig von Mises, Omnipotent Government (Indianapolis, IN: Liberty Fund, 2011), p. 320.
Comments