top of page

Roma Altın Çağı ve Çöküşü

23/03/2018 - Saifedean Ammous
Önceki Bölüm - Sonraki Bölüm

Roma Cumhuriyeti döneminde, 3,9 gram gümüş içeren denarius denen sikkeler vardı, altın ise dünyanın daha uygar bölgelerinde en değerli para oldu ve altın sikkeler daha yaygın hâle geldi. Roma Cumhuriyeti’nin son diktatörü Julius Caesar 8 gram altın içeren, Avrupa ile Akdeniz’de yaygın kabul gören, Eski Dünya’daki ticaret ve uzmanlık alanını genişleten aureus sikkesini bastırdı. Suikastinin yarattığı siyasî kargaşaya rağmen, cumhuriyetin seçilmiş halefi Augustus yönetiminde bir imparatorluğa dönüşmesine tanıklık eden 75 yıl boyunca ekonomik istikrar hüküm sürdü. Bu durum Romalıların “sikke kırpma” âdetini ilk başlatan, adı kötüye çıkmış İmparator Nero yönetimine kadar devam etti. İmparator, tebaasının sikkelerini toplayıp daha düşük altın veya gümüş ayarına sahip sikkeler bastırıyordu.


Roma önemli zenginliklere sahip yeni topraklar fethedebildiği sürece, askerler ve imparatorlar ganimetlerini afiyetle harcayabiliyordu. Hatta imparatorlar tahıl ve diğer temel gıda maddelerinin fiyatlarını düşürüyor, bazen de bedava dağıtıp popülerlik kazanmaya çalışıyorlardı. Kırsal kesimde geçinmek için çalışmak yerine, pek çok köylü, tarlasını bırakıp daha iyi bir hayat sürecekleri Roma’ya taşındı. Zaman geçtikçe, Eski Dünya’da artık fethedilecek müreffeh toprak kalmadı, giderek artan cömert bir yaşam tarzı ve büyüyen ordu, yeni bir finansman kaynağı gerektirdi. Bunun sonucunda imparatorun ihsanı ve fiyat ayarlamalarının sırtından geçinen atıl vatandaş sayısı arttı. MS 54-68 yılları arasında hüküm süren Nero, bu sorunu çözmek için Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Britanya ve ABD’nin problemlerini çözen Keynes’inki gibi bir formül buldu: Para biriminin değerinin tek seferde devalüe edilmesiyle çalışanların ücretleri düşecek, böylece temel gıda maddeleri ve tahılları sübvanse eden devletin yükü hafifleyecek, finansman ve öbür devlet harcamaları için kaynak artmış olacaktı.


Aureus sikkesi 8’den 7,2 grama düşürüldü, denarius’un gümüş ayarı ise 3,9’dan 3,41 grama düştü. Bu durum geçici bir rahatlama sağladı fakat kendini güçlendiren oldukça yıkıcı bir döngüyü tetikledi. Döngü dört mevsim gibi önceden öngörülebilir bir intizamla öfke, fiyat kontrolleri, sikkelerin ayarını düşürme ve zamlardan oluşuyordu.¹


Caracalla (MS 211-217) hükümdarlığında aureus’taki altın miktarı 6,5 grama, Diocletian (MS 284-305) döneminde 4,5 gram altın içeren solidus’a geçilmeden önce 5,5 grama düştü. Diocletian döneminde, denarius anca içeriğindeki bronzu kaplayacak eser miktarda gümüş içeriyordu. Zaman içindeki kullanım ve yıpranma sonucunda kaplaması silinen gümüş sikke denarius ortadan kayboldu. Üçüncü ve dördüncü yüzyılda yoğunlaşan enflasyon politikasıyla birlikte, imparatorların temel mallar üzerindeki yanlış yönlendirilmiş fiyat ayarlamalarıyla enflasyonu gizleme teşebbüsleri geldi. Piyasa güçleri (arz ve talep) değeri düşen paraya cevaben fiyatları yükseltme arayışındayken, tavan fiyatlar bu ayarlamaları imkânsız kıldı. Sonuç olarak üreticiler için üretim kârlı olmaktan çıktı. Ekonomik üretim, fiyatların yükselmesine izin veren yeni bir buyruğa kadar askıya alınmaktaydı.


Parasının değerindeki bu düşüşle, imparatorluğun ölümcül çöküşü okuyuculara tanıdık gelecek bir döngüyle sonuçlandı: Para kırpma aureus’un gerçek değerini düşürdü, para arzını artırdı, bu da imparatorun ihtiyatsız aşırı harcamalarına izin verdi. Ancak sonuçta yanlış yola saptırılan imparatorların para tırtıklamak suretiyle iyileştirmeye çalışmalarıyla enflasyon ve ekonomik krizler kapıya dayandı. Ferdinand Lips bu süreci modern okurlara bir dersle özetler:


Günümüz yatırımcılarının ve modern Keynesyen ekonomistlerin ilgisini çekmelidir ki Roma imparatorları ekonomilerini çılgınca “yönetmeye” çalıştıkça işlerin daha kötüye gitmesine sebep olmaktan başka bir şey beceremediler. Fiyat ve ücret ayarlamaları ve ihale kanunları çıkarılmıştı fakat bu, yükselen denizi durdurmaya çalışmak gibiydi. İsyancılık, yolsuzluk, kanunsuzluk, spekülasyona duyulan akılsız düşkünlük ve kumarbazlık imparatorluğu bir veba gibi sarmıştı. Güvenilmez ve ayarı düşürülmüş paranın varlığı, emtiaları speküle etmeyi onları üretmekten daha çekici bir hâle getirdi.²

Tüm bunların uzun vadeli sonuçları Roma İmparatorluğu için yıkıcıydı. Ekonomik faaliyetlerde hâlâ çok miktarda hükümet tahdidi bulunması sebebiyle, ikinci yüzyıla kadar -her ne kadar tam teşekküllü bir serbest piyasa kapitalist ekonomi olarak tanımlanmasa da- Roma, aureus ile birlikte kuşkusuz insanlık tarihinin dünyada bilinen en büyük ve en üretken iş bölümüne sahip en büyük piyasasını tesis etmişti.³ Roma vatandaşları ve büyük şehirler temel ihtiyaçlarını imparatorluğun en uzak köşelerinden ticaret yoluyla karşılıyordu. Bu da bize refah seviyesindeki artışı ve bu iş bölümü dağılmaya başladığında imparatorluğun maruz kaldığı çöküşü açıklar. Vergiler artıp enflasyon artık fiyat ayarlamalarını işlemez hâle getirince, şehirliler gelirlerinin azlığından dolayı vergilerden kurtularak, en azından kendilerine yetecek biçimde yaşayabilecekleri boş arazilere kaçmaya başladı. Roma İmparatorluğu’nun girift uygarlık yapısı ve Avrupa ile Akdeniz arasında dağılmış olan büyük iş bölümü çatırdamaya başlamıştı. Sonraki nesillerse anca kendilerine yeten izole bir hayat süren köylülere ve sonrasında derebeyler altında yaşayan serflere dönüşecekti.


Dipnotlar:

1. Bkz. Schuettinger ve Butler’in son derece eğlenceli Forty Centuries of Wage and Price Controls kitabı.

2. Ferdinand Lips, Gold Wars: The Battle Against Sound Money as Seen from a Swiss Perspective, New York: FAME, 2001.

3. Ludwig von Mises, Human Action, The Scholar’s Edition, Auburn, AL: Ludwig von Mises Enstitüsü, 1998.


 

Yazar: Saifedean Ammous
Dr. Saifedean Ammous, 2003’te Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden makine mühendisi olarak mezun olmasının ardından iktisat eğitimi alarak Lübnan Amerikan Üniversitesi’nde ekonomi profesörü ve Columbia üniversitesinde Kapitalizm ve Toplum Merkezi üyesi olmuştur. Columbia Üniversitesi’nde “sürdürülebilir kalkınma” üzerine doktora yapmıştır. Ammous, onlarca dile çevrilen Mart-2018 yayın tarihli The Bitcoin Standard ve Kasım-2021 yayın tarihli The Fiat Standard adlı ufuk açıcı kitapların yazarıdır. Aynı zamanda Avusturya İktisat Ekolü’nden esinle ekonominin ilkeleri üzerine derinlikli bir çalışması da pek yakında basılacaktır. Şu sıralar ekonomi dersleri vermekte ve Saifedean.com adlı web sitesi üzerinden çok kapsamlı bir podcast yayınlamaktadır. Twitter, YouTube, Instagram ve Facebook üzerinden irtibata geçebilirsiniz.

Çevirmen: Evgin Serbest

Editör: Fırat Kaan Aşkın

Bu yazı, her Salı, Perşembe ve Cumartesi akşamları bölüm bölüm paylaşacağımız Bitcoin Standardı adlı eserin Liberus Kitap/Liber Plus Yayınları tarafından yapılan basımından alıntıdır. Kitabın fiziksel kopyasını satın almanızı önem ve ısrarla tavsiye ederiz.
127 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2 Post
bottom of page