24/06/2022 - Daniel Lacalle
Birçok insan, yaklaşmakta olan bir gıda krizi olduğu ile alakalı ve tahıl kıtlığı konusunda önemli endişelerin yer aldığı ilgili okumalar yaptı. Bu olası krizin temel nedeni Ukrayna işgalidir. Ancak, asıl resim bu değildir.
Dünyadaki birçok ülkede, hayvancılığı beslemek için gerekli olan büyük bir tahıl açığı var. Burada asıl suçlu, düşük enerji fiyatları dönemlerinde bile maliyetlerin artmasına yol açan ve çiftçilerin tahıl ekmeye ve üretmeye devam etmesini imkansız kılan sürdürülemez düzeyde kısıtlamalara neden olan artan hükümet müdahalesidir.
2020 yılında Ukrayna, dünya buğday üretiminin yüzde 4'ünü, Rusya ise yüzde 10'unu sahiplendi. Bu iki ülke neredeyse tüm AB kadar buğday üretmektedirler, ancak bunun nedeni ise AB'nin ekonomik bir şekilde buğday üretmeyi imkansız hale getirmesidir.
Avrupa Birliği web sitesine göre, tahıl üretimindeki ana maliyetler (maliyet kategorileri) tohumlar, gübreler, bitki koruma ürünleri ve makine / altyapıdır. Tahıl çiftlikleri hakkındaki AB raporuna göre, tahıllar için AB ortalama toplam işletme maliyeti 2020 yılında hektar başına 635 € idi. Mahsuller açısından, AB, mısır üretiminin, ortak buğday üretimi için daha yüksek olan bitki koruma hariç her düzeyde daha yüksek maliyetlere sahip olduğunu kabul etmektedir.
Ticari Tarım Merkezi'ne göre, tipik olarak yüksek düzeyde hükümet müdahalesi olan ekonomilerdeki tahıl çiftlikleri 2019'da zaten zarar ediyordu. "Arjantin, Avustralya, Indiana ve Kansas'taki tipik çiftlikler için ortalama kayıplar, beş yıllık dönemde dönüm başına sırasıyla 46 dolar, 1 dolar, 94 dolar ve 16 dolar (sırasıyla hektar başına 114 dolar, 1 dolar, 231 dolar ve 39 dolar) idi. Alman çiftlikleri hektar başına en yüksek doğrudan maliyete, işletme maliyetine ve genel gidere sahipti (sırasıyla 535 dolar, hektar başına 573 dolar ve 506 dolar)" Bu nedenle, Alman çiftlikleri de ekonomik değildi.
Ortalama çiftliklerin çoğu pandemi öncesi dönemlerde bile zarar ederken, kazanılan en yüksek ekonomik kâr, tipik bir Rus çiftliği için dönüm başına 68 dolar (hektar başına 167 dolar) idi.
Artan üretim maliyeti, Avrupa'da gördüğümüz gibi zorlu hava koşullarının ortasında çiftçiler için artan idari yükler, çevresel baskılar ve artan vergilerden kaynaklandı. Avrupa'da çiftçiler, savaş nedeniyle petrol ve doğal gaz yükselmeden önce bile CO2 emisyonlarının çoğalan maliyetinin neden olduğu artan enerji maliyetlerinin yanı sıra, artan asgari ücretlere ve artan doğrudan ve dolaylı vergilere tanık oldular. Enerji girdilerinde enflasyonun düşük olduğu dönemlerde bile doğrudan ve dolaylı maliyet artmıştır. Bu, marjinal üreticilerin fiyat değişikliklerine daha az hızlı tepki vermelerini sağladı ve birçok çiftliğin basitçe pes etmesine neden oldu.
Başka herhangi bir durumda, analist Aaron Smith'in işaret ettiği gibi Ukrayna ve Rusya'dan gelen arzın kısmen çöküşünün önemli bir etkisi olmayacaktır. "Bu büyüklükteki piyasa şokları ne kadar yaygın? Rusya ve Ukrayna buğday ihracatı, 2020 yılında küresel üretimin%7,3'ünü oluşturdu. Buğday üretimi, kısmen Rus üretimini 20 milyon metrik ton azaltan kuraklık nedeniyle 2010 yılında %6,3 azaldı. Benzer şekilde 1991, 1994, 2003 ve 2018'de de büyük düşüşler yaşandı." Bu, küresel bir gıda krizini önleyebilir, ancak Mısır, Lübnan, Sudan ve diğer Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri gibi ülkeler, buğday arzının yüzde 60 ila 90'ı Ukrayna ve Rusya'dan geldiği için çok zor zamanlar geçirebilirler.
2010 yılı sonundaki "Arap Baharı" protestolarının gıda fiyatlarındaki dayanılmaz artışın ardından geldiğini unutamayız. Şimdi ise benzer bir durumun riski az değil.
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler bu önceki deneyimlerden ders almalı ve piyasanın bir veya iki ülkeden gelen arzla ilgili endişe zamanlarında esneklik sağlamasına izin vermek için çiftçilik üzerindeki idari ve vergi yüklerini hafifletmeliydi. Bunun yerine, tedarik zinciri sorunlarını hafifletme olasılığını sınırlayan daha fazla sertlik, vergi ve daha yüksek kısıtlamalar gördük.
Ukrayna savaşı veya sert hava değişiklikleri, normal bir serbest ticaretin ve iş yapma kolaylığının bulunduğu ortamda küresel bir gıda kıtlığına neden olmaz. Gıda kıtlığı riski varsa, bu, çiftçilerin olanaklarını yıllarca sınırlamaktan ve üretim maliyetlerini gereksiz bir şekilde doğrudan ve gizli vergilerle sürekli artırmaktan kaynaklanmaktadır.
Yazar - Daniel Lacalle
Daniel Lacalle bir ekonomist, fon yöneticisi ve Freedom or Equality (2020), Escape from the Central Bank Trap (2017), The Energy World Is Flat (2015) ve Life in the Financial Markets (2014) adlı çok satan kitapların yazarıdır.
Çevirmen - xxx
Bu yazı mises.org sitesinin ''Government Intervention Is Fueling Food Shortages'' adlı yazısının çevirisidir.
Comments