top of page

Eğer Yunanistan Medeniyetimizin Beşiği Olsaydı...

13/07/2015 - Christopher Westley

Yunanistan'daki mali kriz henüz sona ermiş değil, ancak son gelişmeler, kurtarma paketindeki müesses nizam oyuncularının "kriz bitti, dikkatinizi başka yere verin" moduna geçmeyi ne kadar istediklerini gösteriyor. Daha önceki kurtarma paketleri her zaman Fransa ve Almanya'daki büyük bankaları kurtarmakla ilgiliyken, bu paket, Yunan hükümetine teminat zorunluluğu getirmesi ve endüstrilerin yeniden düzenlenmesi, vergilerin artırılması ve harcamaların kısılması emirleriyle Almanya'nın Yunanistan'a karşı sabrının sınırlarını göstermesi açısından farklı görünüyor.


Genç Yunanların ülkelerinden kaçmalarına şaşmamalı. Benim dikkatimi çeken, Almanların diğer AB üyelerinin, özellikle de Fransa'nın baskısıyla kaldırdığı, Yunanların son kurtarma paketi koşullarını reddetmesi hâlinde Grexit sürecinin başlatılmasını öngören bir şart oldu. Özellikle Fransızlar için bu çok fazlaydı. Washington Post'tun haberine göre:


Pazar günü yapılan bir açıklamada Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande, taslaktan çıkarıldığı anlaşılan ve kreditörleriyle anlaşmaya varamaması hâlinde Yunanistan'ı geçici olarak Avro'dan çıkaracak bir madde önerdiği için Berlin'i açıkça azarladı. Hollande Pazartesi günü yaptığı açıklamada "Kendimizi Yunanistan'dan mahrum etmek... medeniyetimizin tam kalbinde yer alan bir ülkeden mahrum etmek demektir" dedi.

Hollande'ın kısa açıklamasındaki varsayımlara dikkat edin. Avrupa, 22 Avrupa ülkesi üyelikten kaçınsa da (ve daha fazlası para biriminden kaçınsa da) Avrupa Birliği'dir. Grexit olasılığını fısıldamak bile Yunanistan'ın Avrupa'dan atılması olasılığını gündeme getirmek anlamına geliyor. Hollande'a göre, Yunanistan'ın medeniyetin kalbindeki rolü düşünüldüğünde bu akıl almaz bir durum.


Bu, Bruce Yandle'ın "İçki Kaçakçıları ve Vaftizciler" teorisinin dünya yönetimine uygulanmış biçimidir; kayıplardan kaçınmaya hevesli bankacılık çıkarları içki kaçakçısı rolünü, sahte medeniyet savunucuları ise Vaftizci rolünü oynamaktadır. İkisi de tek başına son kurtarma paketi için gerekli siyasî sermayeyi sağlayamaz ama güçlerini birleştirerek bunu yapabilirler.



C. Wright Mill'in iktidar seçkinleri analizi de bu duruma uygulanabilir. Hollande, bankalar da dâhil olmak üzere Fransız kronist müesses nizamına hizmet ettiği ölçüde iktidardadır. Ancak bu kurumun ihtiyaçlarını karşılamak için, davasını ortalama insalara hitap edecek ahlâkî kavramlarla anlatmalıdır. İnternet çağında, Avrupa Birliği'nin vergi mükelleflerinden bu kronist (rantiye) sınıfına yapılan servet transferlerini maskelemenin daha zor olup olmadığına aldırmayın. Hollande'ın asıl kaygısı -eş değiştirmediği ve evlilik dışı çocuk sahibi olmadığı zamanlardaki- medeniyetin kendisidir.


Batı uygarlığının kökleri Yunanlar'a dayanıyor, ancak bugün Sokrates, Aristoteles ve Xenophon'un Yunanistan'ından çok uzak bir Yunanistan'dan bahsediyoruz. İkinci Dünya Savaşı sonrasında sosyalizmi benimseyen Yunanistan, uzun zamandır toplumunun üretken üyelerini başka yerlere, göreceli olarak emeklerinin meyvelerinden daha fazla pay alabilecekleri ve mülkiyetlerinin daha güçlü bir şekilde korunduğu yerlere taşınmaya zorladı. Bunlar medeniyetin geliştiği koşullardır çünkü uzmanlaşmayı ve işbölümünü, ekonomik özerkliği, zenginlik yaratmayı ve barışın koşulu olarak hizmet eden karşılıklı bağımlılığı teşvik ederler.


Mises bunu şu şekilde ifade etmiştir:


İşbirliğini, toplumu ve medeniyeti ortaya çıkaran ve hayvanî insanı insana dönüştüren temel gerçekler, işbölümü altında yapılan işin tek başına yapılan işten daha üretken olduğu ve insan aklının bu olguyu fark edebileceği gerçeğidir. Bu gerçekler olmasaydı, insanlar sonsuza dek birbirlerinin ölümcül düşmanları olarak ve doğanın sağladığı kıt geçim kaynaklarının bir kısmını elde etme çabalarında uzlaşmaz rakipler olarak kalırlardı.

Buna karşılık, AB'nin doğasında var olan merkezîleşme, bölge dışı hükümet organlarının ve vergilendirme makamlarının büyümesi (hepsi daha önce var olmayan yeni yasal şiddet alanları gerektiriyor), bireysel ve bölgesel egemenliğin kaybı ve gereğinden fazla yük altında olan üretici sınıflara bağımlı yeni kamu çalışanı sınıflarının yaygınlaşması, toplumda kayrılanlar ve kayrılmayanlar, üretkenler ve üretken olmayanlar arasında bölünmeye yol açıyor. Hollande'ın Yunanistan'ı AB'de tutarak sürdürmek istediği uygarlık dışı gelecek budur.


Dolayısıyla riskler yüksek ve ortalama bir Yunan, AB'de kalmak isteyip Brüksel'de belirlenen kemer sıkma koşullarına uymak istemeyerek kafa karışıklığı sinyali verirken, ülkesinin temerrüde düşmesi ve AB'nin kıskacı dışında olması ihtimalinde daha iyi bir gelecek görebileceğini umuyor. Bu radikal görünebilir, ancak "radikal" kelimesi Latince radicalis'ten türetilmiştir ve basitçe kişinin köklerine dönmesi anlamına gelir.


"Medeniyetimizin kalbi" olarak Yunanistan'ın asil kökleri vardır. Hollande bile bunu biliyor. Eğer bu doğruysa, o zaman radikal sonuçlar da en iyileridir.


 
Christopher Westley Florida Gulf Coast Üniversitesi Lutgert İşletme Fakültesi'nde ekonomi profesörü ve Mises Enstitüsü'nde akademisyendir. Kendisine e-postası ve Twitter hesabı üzerinden ulaşabilirsiniz. Çevirmen: Deniz Erdoğan Editör: Fırat Kaan Aşkın Bu yazı Mises.org sitesinin "If Greece Is the Heart of Our Civilization…" adlı yazısından tercüme edilmiştir.
137 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2 Post
bottom of page