23/03/2018 - Saifedean Ammous

⏪ Önceki Bölüm - Sonraki Bölüm ⏩
Dijital nakit için gerekli teknolojinin önemini anlamak amacıyla Bitcoin’in icadından önceki dünyaya, yani ödeme yöntemlerinin birbiriyle örtüşmeyen iki farklı kategoriye ayrıldığı dönemlere bir bakış yol gösterici olacaktır:
1. İki taraf arasında şahsen yapılan nakit ödemeler: Bu ödemeler, anında ve nihai olma kolaylığına sahiptir ve işlem yapan taraflar arasında güven gerektirmez. Ödemenin gerçekleşmesinde bir gecikme yoktur ve hiçbir üçüncü taraf bu ödemeyi durdurmak için müdahale edemez. Bunun ana dezavantajı, işlemi yapan iki tarafın da aynı yer ve zamanda fiziksel olarak bulunması gerekliliğidir ki bu problem telekomünikasyonun bireylerin hemen yanı başlarında olmayan insanlarla işlem yapmasını mümkün kılmasıyla daha fazla dile getirilmeye başlamıştır.
2. Çeklere, kredi kartlarına, debit kartlarına, elektronik banka havalesine, para transfer hizmetlerine ve PayPal (ülkemizde artık hizmet vermemektedir; ç.n.) gibi güvenilir bir üçüncü tarafa ihtiyaç duyan aracılı ödemeler: Tanım olarak aracılı ödeme, iki taraf arasında üçüncü bir tarafın para transferini gerçekleştirmesini içerir. Aracılı ödemelerin asıl avantajı, işlem yapan iki tarafın aynı yer ve zamanda bulunma zorunluluğunun olmaması ve ödemeyi yapan şahsın parasını kendi üzerinde taşıma zorunluluğu bulunmamasıdır. Ana dezavantajları ise, işlemlerin yürütülmesi sırasında gerekli olan güven, üçüncü şahısların gizliliğinin ifşa olması riski ve alıcının harcayabileceği şekilde ödeme yapılması için gerekli olan masraf ve zamandır.
Her iki ödeme şeklinin de avantajları ve dezavantajları vardır ve çoğu insan ekonomik işlemlerinde ikisinin bir kombinasyonuna başvurur. Bitcoin’in icat edilmesinden önce, aracılı ödemeler tüm dijital ödeme biçimlerini (bunlarla sınırlı olmamakla birlikte) içermiştir. Bilgisayarların ortaya çıkmasıyla, dijital nesneler doğaları gereği sonsuz miktardadır. Sonsuz biçimde üretilebildiklerinden, onlardan bir para üretmek imkânsızdı çünkü harcamak onları çoğaltmaktan başka bir şey yapmayacaktı. Her türlü elektronik aracılı ödeme yöntemi çift-ödeme tehlikesini barındırır: Ödeme yapanın parasıyla ilgili dürüst olduğunu ve birden fazla ödeme için aynı parayı kullanıp kullanmayacağını garanti etmenin bir yolu yoktu, tabii ki hesabı denetleyen ve ödemelerin bütünlüğünü kontrol eden üçüncü bir taraf yoksa. Dijital ödeme yöntemlerinde üçüncü bir tarafın denetlemesine ihtiyaç duyulurken, nakit para transferleri de doğrudan temas gerektiren fiziksel dünyada yapılmak zorundaydı.
Pek çok programcı tarafından yenilikçi biçimde deneme yanılma yöntemi ve geniş bir teknoloji yelpazesine dayanarak üçüncü bir taraf gerektirmeksizin dijital para transferine olanak sağlayan ilk mühendislik çözümü Bitcoin’di. Doğrulanabilir biçimde sınırlı sayıdaki ilk dijital nesne olan Bitcoin, ilk dijital nakit örneğidir.
Güvenilir üçüncü tarafların gerektiği ödemelerin bazı dezavantajları, dijital nakdi çoğu insan için cazip bir teklif hâline getirmektedir. Üçüncü partiler ilave bir güvenlik zaafı yaratırlar;¹ ödemeniz için üçüncü bir tarafın dâhil olması içsel olarak teknik arıza veya hırsızlık riski içerir. Ayrıca aracılarla ödeme siyasî otorite tarafından işlemden men ya da izlenmeye karşı korumasızdır. Başka bir deyişle, herhangi bir dijital ödeme yöntemine başvurulduğunda üçüncü bir tarafa güvenmek dışında bir seçenek yoktu ve bu üçüncü taraf üzerindeki siyasî otorite tarafından güvenlik, terörizm ya da kara para aklama gibi gerekçelerle işlemin durdurulma riskine maruz kalmaktaydı. İşleri daha da kötüye götürürsek, aracılı ödemeler her zaman dolandırıcılık riski taşır, bu da işlem masrafları ve nihai ödeme onayında gecikmelere sebep olur.
Başka bir deyişle, aracılı ödemeler, sahibinin istediğinde elden çıkarmasını sağlayan yüksek likidite ile sahibinin kontrolünde olan paranın bir takas aracı olma özelliğinden büyük bir pay götürür. Paranın tarih boyunca en kalıcı karakteristik özellikleri ikame (her paranın birimi bir ötekiyle eşit değerdedir) ve likiditedir (piyasa fiyatından anında satılabilme yeteneği). İnsanlar ikame ve likit parayı tercih ederler çünkü paraları üzerinde hüküm sahibi olmak isterler. Egemen olunan para onu harcamak için ihtiyaç duyulan tüm izinleri içinde barındırır, bu parayı elde tutma isteği, başkalarının bu paraya hükmetme yeteneğinden güçlüdür.
Her ne kadar aracılı ödemeler paranın bazı arzu edilen özelliklerinden taviz vermeyi gerektirse de fiziksel nakitle yapılan işlemlerde bu kusurlar mevcut değildir. Fakat modern telekomünikasyon sayesinde ticaret ve istihdamın daha uzun mesafelerde gerçekleşmesiyle, fiziksel nakit para transferleri fahiş bir biçimde elverişsiz hâle gelmektedir. Dijital ödemelere doğru olan kayma insanların kendi paraları üzerindeki egemenliğini azaltmakta ve onları güvenmekten başka çarenin bulunmadığı üçüncü tarafın insafına bırakmaktaydı. Bunun ötesinde, kimsenin basamayacağı para olan altından, arzı merkez bankaları tarafından belirlenen itibari paraya (fiat money) doğru geçiş, insanların kendi servetleri üzerindeki egemenliğini daha fazla elinden aldı ve merkez bankaları para arzını genişletirken, insanlar çaresizce servetlerinin eriyişini izlediler. Parayı basan hükümetin izni olmadan sermaye ve servet biriktirmek giderek elverişsiz bir hâle geldi.
Satoshi Nakamoto’yu Bitcoin için motive eden şey, işlemler için üçüncü bir tarafa güven duymayı gerektirmeyen bir şekilde arzı hiç kimse tarafından artırılamayan “saf bir uçtan uca (P2P; peer-to-peer) elektronik nakit” yaratmaktı. Diğer bir deyişle, Bitcoin fiziksel nakdin arzulanan özelliklerini (aracıların yokluğu, ödemelerin kesinliği) dijital ortama taşıyacak ve bunları harici bir tarafın tasarruf sahiplerinin aleyhinde arzı beklenmedik bir şekilde şişirerek kendisine çıkar sağlamasını önleyen korunaklı bir parasal politika ile birleştirecekti. Nakamoto bunun üstesinden birkaç önemli fakat yaygın olarak anlaşılmayan teknoloji ile gelmiştir: kusursuz bir dağıtılmış uçtan uca ağ, karma (hashing), dijital imzalar ve iş ispatı (Proof-of-Work ya da PoW).²
Nakamoto Bitcoin’i oldukça ayrıntılı ve korunaklı kanıt ve doğrulama temeli üzerinde inşa ederek üçüncü bir tarafa duyulan güven ihtiyacını ortadan kaldırmıştır. Bitcoin’in merkezî operasyonel özelliğinin doğrulama olduğunu söylersek haksızlık etmiş olmayız ve bu sebeple Bitcoin güven ihtiyacını tamamen ortadan kaldırır.³ Her işlem ağdaki herkes tarafından kaydedilmek zorundadır, böylece herkes ortak bir işlem ve bakiye defteri paylaşmış olur. Ağdaki bir üye bir diğerine bir miktar transfer yaptığında, ağdaki tüm üyeler gönderenin yeterli bakiyesi bulunduğunu doğrulayabilir ve düğümlerin (node) her biri her on dakikada bir defteri yeni işlem bloku ile güncellemek için birbiriyle yarışırlar. Bir düğüm deftere işlem bloku yazabilmek için, sağlaması çok kolay ama çözmesi çok zor matematiksel problemler çözmek üzere işlem gücü harcamak zorundadır. İşte bu, proof-of-work (PoW) yani iş ispatı sistemidir ve yalnızca doğru bir çözümle tüm ağ kullanıcıları tarafından işlenecek ve doğrulanacak bir blok yazılabilir. Bu matematiksel problemler Bitcoin işlemleriyle ilgisiz olsa da sistemin işleyişi için vazgeçilmezdirler çünkü doğrulayıcı düğümlerin -sahte işlem içermeleri hâlinde israf olacak olan- işlem gücü harcamalarına sebep olurlar. Bir düğüm, iş ispatını doğru çözerek işlemi duyurduğunda, ağdaki diğer düğümler de geçerliliğini oylarlar ve yeterli çoğunluk bloku onayladığında, düğümler bir öncekine eklenecek yeni bloka işlemleri yazmaya başlarlar ve yeni iş ispatını çözmeye başlarlar. Hayatî önemi haiz biçimde, geçerli bir işlem blokunu ağa işleyen düğüm, transferi yapan kişilerin ödediği masraflarla birlikte yeni Bitcoin’lerin mevcut arza eklendiği bir blok ödülü alır.
Bu, madencilik olarak adlandırılan süreçtir, kıymetli metallerin madenciliğini andırır ve iş ispatını çözen düğümlere madenci denmesinin sebebi de budur. Bu ödül blok madencilerin, iş ispatını işlemek için harcadıkları kaynakları tazmin eder. Modern merkez bankalarında yeni yaratılan para kredilere ve hükümet harcamalarına giderken Bitcoin’de yeni para sadece defteri güncellemek için kaynak harcayanlara gider. Nakamoto, Bitcoin’i yaklaşık her on dakikada yeni bir blok üretmeye programladı ve Bitcoin’in ilk dört yılında her blok 50 coin içeriyordu, sonra ikiye bölünerek 25’e düştü ve her dört yılda yarıya bölünmeye devam edecektir.
Bitcoin miktarı önceden programlanmıştır ve iş ispatına ne kadar gayret ve enerji sarf edilirse edilsin bu miktar değiştirilemez. Zorluk ayarlaması denilen bu özellik belki de Bitcoin’in en ustaca tasarlanmış yönüdür. Daha fazla insan Bitcoin tutmayı tercih ettikçe bu Bitcoin’in piyasa fiyatını yükseltmekte ve madenciliği kârlı hâle getirmekte, bu da madencilerin iş ispatını çözmek için daha fazla kaynak harcamasına sebep olmaktadır. Daha fazla madenci daha fazla işlem gücü anlamına gelir, bu da iş ispatının daha hızlı çözülmesini sağlar ve böylece yeni Bitcoin’ler tedavüle girer. Ancak işlem gücü arttıkça, Bitcoin madencilik ödülünün kilidini açmak için çözülmesi gereken matematiksel problemlerin zorluk seviyesini artıracak ve blokların yaklaşık on dakikada bir üretilmesini garantiye alacaktır.
Zorluk ayarlaması sağlam para üretmek için en güvenli teknolojidir ve stok-akış oranının yükselişini engeller ve Bitcoin’i temelde var olan tüm paralardan farklı kılar. Herhangi bir paranın değerinin yükselmesi, üretimine daha fazla kaynak ayrılmasına ve dolayısıyla arzının artmasına yol açarken, Bitcoin yükseldikçe Bitcoin üretmek için tahsis edilen gayret arttığında üretilen Bitcoin miktarı değişmemektedir. Bunun yerine, Bitcoin ağına geçerli işlemlerin işlenmesi için daha fazla işlem gücü artışına yol açar, bu ise nihayetinde ağı daha da güvenli hâle getirir ve bozulmasını zorlaştırır. Bitcoin, icat edilen en zor paradır: Değerindeki artışın, arzını yükseltmesinin imkânı yoktur, bu sadece ağı daha güvenli ve saldırılara karşı bağışık yapabilir.
Diğer tüm paraların değeri arttığında, onu üretenler daha fazlasını üretmeye başlayacaktır. İster rai taşları, ister deniz kabukları, gümüş, altın, bakır ya da hükümet parası olsun, herkes bunlardan daha fazla üretmeye çalışacaktır. Fiyat artışlarına karşılık yeni miktarlarının üretilmesi ne kadar zor olduysa, o para, o kadar yaygın olarak benimsenip kullanılmıştır ve onu kullanan toplumlar, gayretlerini -herhangi bir miktarda paranın herhangi bir ekonomiyi yürütmek için yeterli olması sebebiyle- topluma hiçbir ek fayda getirmeyen para üretmek yerine birbirlerine hizmet etmeye yönlendirdiklerinden refaha ermiştir. Altın üretilmesi zor olduğundan her medenî toplumun asıl parası olmuştu ancak Bitcoin’in zorluk ayarlaması üretimini daha da zorlaştırmaktadır. Altın fiyatlarındaki büyük bir artış uzun vadede daha fazla miktarda üretilmesine sebep olacaktır fakat Bitcoin’in fiyatı ne kadar yükselirse yükselsin, arzı sabit kalır ve güvenirliği artar.
Bitcoin’in güvenliği deftere (ledger) işlemi yazdıran iş ispatını çözmek için gereken maliyetle, iş ispatının geçerliliğini teyit etme maliyeti arasındaki asimetriden gelir. İşlemleri kaydetmek için giderek artan bir şekilde elektrik ve işlem gücü gerekmektedir ancak işlemlerin doğruluğunu teyit etme maliyeti sıfıra yakındır ve Bitcoin ne kadar büyürse büyüsün, öyle de kalacaktır. Bitcoin defterine (ledger) sahte işlem kaydetme teşebbüsü, düğümlerin neredeyse bedelsiz olarak reddedecek olmaları sebebiyle, iş ispatını çözmek için kaynak israfına yol açacaktır, böylece madenci, blok ödülünden mahrum kalır.
Zaman geçtikçe kaydı değiştirmek zorlaşır, çünkü gerekli enerji hâlihazırda sarf edilenden fazladır ve zaman geçtikçe de artacaktır. Bu son derece karmaşık tekrarlamalı süreç devasa miktarda işlem gücü ve elektriğe ihtiyaç duyar ancak itiraz edilemez ve üçüncü bir tarafın güvenilirliğini gerektirmeyecek şekilde bir mülkiyet defteri üretir. Bitcoin %100 doğrulama ve %0 güven üzerine kurulmuştur.⁴
Bitcoin’in ortak defteri 2. Bölüm’de söz ettiğimiz Yap Adası’ndaki rai taşlarına benzer, işlem yapılırken aslında para hareket etmemektedir. Yap Adası sakinleri bir taşın mülkiyetinin birinden ötekine geçtiğini duyurmak için bir araya geldiklerinde herkes hangi taşın kime ait olduğunu bilirken, Bitcoin ağı üyeleri de gönderenin bakiyesinin işlem için yeterli olduğunu teyit etmekte, gönderilen miktarı alıcıya kaydederek yaptıkları işlemi tüm ağ üyelerine duyurmaktadır. Dijital madeni paralar var oldukları ölçüde, sadece bir defter üzerindeki girdilerdir ve doğrulanmış bir işlem, defterdeki paraların sahiplerini gönderenden alıcıya değiştirir. Paranın mülkiyeti, sahibinin ismiyle değil herkese açık adresler (public address) yoluyla atanır ve bir adresle sahip olunan para şifreye benzeyen bir karakter dizisi (string) olan özel anahtar (private key) ile güvence altına alınır.⁵
Rai taşlarının fiziksel ağırlığı bölünebilirliğini oldukça elverişsiz hâle getirirken, Bitcoin’in böyle bir sorunu yoktur. Bitcoin’in arzı, her biri 100.000.000 satoshi’ye bölünebilen toplam 21.000.000 Bitcoin’den oluşur, bu sayede ölçekler arası oldukça satılabilirdir. Rai taşları yalnızca herkesin birbirini tanıdığı küçük bir adada birkaç işlem için uygunken, Bitcoin çok daha üstün bir şekilde bölgeler arası satılabilirdir çünkü dijital defter internet bağlantısı olan herkes tarafından erişilebilirdir.
Bitcoin düğümlerini tek tek dürüst tutan şey eğer sahtekârca davranacak olsalar hemen fark edilecek olmaları ve bu sahtekârlıklarının daha pahalıya patlayacak olmasıdır. Kolektif olarak düğümlerin çoğunluğunun sahtekârlık yapması ve işlem defterinin bütünlüğünü bozmayı başarmaları hâlinde, Bitcoin’in sunduğu değer yok olacak ve itibari değeri sıfıra düşecektir. Sahtekârlık çok maliyetlidir ancak elde ettiği ganimetin değersizleşmesine sebep olmaktadır. Farklı bir deyişle, Bitcoin ekonomik teşvike dayanır, sahtekârlık ödülden daha pahalıdır.
Defterin bütünlüğünün korunması tek bir varlığa bağlı değildir ve hiçbir tekil birey ağdaki çoğunluğun onayı olmadan defter kaydını değiştiremez. İşlemin geçerliliğini belirleyen tek bir otoritenin sözü değil, ağdaki yazılımı işleten bireysel düğümlerdir.
Bitcoin tarafından işlemlerin kaydedilmesi için kullanılan Merkle ağaç veri yapısının mucidi Ralph Merkle, Bitcoin’i dikkate değer bir biçimde tanımlamıştır:
Bitcoin yeni bir yaşam biçiminin ilk örneğidir. İnternette yaşayıp nefes alır. Yaşar, çünkü insanlara onu canlı tutmaları için öder. Yaşar, çünkü insanların yapması için ödediği faydalı bir hizmeti yerine getirir. Yaşar, çünkü herkes, herhangi bir yerde kodunun bir kopyasını çalıştırabilir. Yaşar, çünkü yaşayan tüm kopyalar birbiriyle konuşur. Yaşar, çünkü eğer kopyalardan herhangi biri bozulursa, hızlıca ve yaygara koparmadan sistemden atılır. Yaşar, çünkü radikal bir biçimde şeffaftır: Herkes kodunu ve tam olarak ne yaptığını görebilir. Değiştirilemez. Tartışılamaz. Tahrif edilemez. Bozulamaz. Durdurulamaz. Kesintiye bile uğratılamaz. Eğer nükleer bir savaş bile dünyamızın yarısını yok ederse, o hiç bozulmadan yaşayacaktır. Hizmetlerini sunmaya devam edecektir. İnsanlar onu hayatta tutsun diye ödeme yapmayı sürdürecektir. Onu kapatmanın tek yolu, ona ev sahipliği yapan tüm sunucuları yok etmektir. Bu zordur çünkü pek çok ülkede birçok sunucu ona ev sahipliği yapar ve pek çok insan onu kullanmak ister. Gerçekçi olmak gerekirse, onu öldürmek için tek yol, sunduğu hizmeti hiç kimsenin kullanmayı istemeyeceği kadar faydasız ve işe yaramaz hâle getirmektir. O kadar işe yaramaz olmalı ki kimse onunla ödeme yapmak istememeli. Kimse onu sunucusunda barındırmak istememeli. İşte o zaman kimseye verecek parası kalmaz. İşte o zaman açlıktan ölür. Ama onu kullanmak isteyen insanlar oldukça, onu öldürmek, bozmak, durdurmak ya da kesintiye uğratmak imkânsızdır.⁶
Bitcoin, tekerleğin, bıçağın, telefonun ya da hayatta kalan herhangi bir teknolojiyle aynı sebepten dolayı hayatına devam etmektedir: Onu kullananlara fayda sağlar. Kullanıcılar, madenciler ve düğüm operatörleri Bitcoin ile etkileşime girdikleri için ödüllendirilir, böylelikle işe devam ederler. Bitcoin’in çalışmasını sağlayan tüm tarafların bireysel olarak vazgeçilebilir olduğunu belirtmekte fayda vardır. Hiç kimse Bitcoin için önemli değildir ve eğer herhangi biri Bitcoin’i değiştirmeye çalışırsa, Bitcoin bu girdiyi yapan olmaksızın işine devam etme yeteneğine sahiptir. Bu durum 10. Bölüm’de Bitcoin’in değiştirilemez doğasını anlamamıza yardım eder ve Bitcoin kodundaki önemli değişikliklerin kaçınılmaz olarak Bitcoin’in “çakma”sının üretilmesine yol açar fakat hiçbiri Bitcoin’in işlevsel ve değiştirilemez kalmasını sağlayan ekonomik dengeyi sağlayamayacaktır.
Bitcoin aynı zamanda yeni bir para birimi ve yeni bir ödemeler ağı sağlayan, kendiliğinden ortaya çıkan ve özerk bir firma olarak anlaşılabilir. Tüm kararları önceden programlandığı biçimde otomatik bir şekilde alındığı için idari ya da kurumsal bir yapısı yoktur. Açık kaynaklı bir projede gönüllü kodlayıcılar, kodda bir değişiklik ya da geliştirme önerebilirler ancak bunun kabul edilmesi kullanıcıların benimsemesine bağlıdır. Bu firmanın değer önerisi, artan talep ve fiyata karşılık para arzının esnek olmayışıdır; bunun yerine artan talep madencilik zorluk ayarlaması sebebiyle ağı daha güvenli hâle getirir. Madenciler, madencilik altyapısına ağı koruyan işlem gücü ve elektrik yatırımı yapar çünkü bunun karşılığında ödüllendirilirler. Bitcoin kullanıcıları da işlem ücretlerini öder ve madencilerden para satın alırlar çünkü dijital nakdi kullanarak zaman içinde kazandığı değerden kâr elde etmek isterler ve bu süreçle madencilerin ağı sürdürmek için yatırımlarını finanse ederler. İş ispatı madencilik donanımına yapılan yatırım, ağı daha güvenli hâle getirir ve bunu firmanın sermayesi olarak görebiliriz. Ağa olan talep arttıkça, madenciler için ödül ve işlem ücretleri o kadar değerli olacaktır. Çünkü yeni paranın çıkarılması daha fazla işlem gücü isteyecek, firmanın sermayesi artacak ve ağ daha güvenli hâle gelerek para üretimi zorlaşacaktır. Bu, işe giren herkesin üretken ve kazançlı olduğu ekonomik bir anlaşmadır ve bu da ağın hayret veren bir hızla büyümeye devam etmesine yol açar.
Bu teknolojik tasarım ile Nakamoto, dijital kıtlığı icat etmeyi başardı. Bitcoin sonsuz olarak üretilemeyen ve dijital olarak kıt olan ilk maldır. Dijital ağda bir yerden başka bir yere dijital bir nesneyi göndermek e-posta gönderimi, metin iletileri veya dosya indirme gibi oldukça önemsiz olsa da bu süreçler aslında göndermeden ziyade bir kopyalama işlemidir. Çünkü dijital nesneler gönderende hâlâ mevcuttur ve sonsuz miktarda üretilebilir. Bitcoin, gönderildiği anda göndericinin mülkiyetinden çıkan ilk dijital maldır.
Dijital olarak kıt miktarda olmasının ötesinde, Bitcoin aynı zamanda mutlak kıtlığın da ilk örneğidir. Sabit miktarda olup artırılamayan tek likit (dijital ya da fiziksel) metadır. Bitcoin’in icadına kadar kıtlık her zaman göreceydi, asla mutlak değildi. Herhangi bir fiziksel malın sınırlı miktarda olduğunu düşünmek yaygın bir yanılgıdır çünkü miktardaki sınırlama dünya üzerindeki kaynak miktarıyla ilgili değildir, o malı üretmek için harcanan gayret ve zamanla kısıtlıdır. Miktarının mutlak kıtlığı ile Bitcoin zaman içinde oldukça satılabilirdir. Bu kritik husus Bitcoin’in bir değer saklama aracı olarak anlatıldığı 9. Bölüm’de ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.
Dipnotlar:
1. Bkz. Nick Szabo, “Trusted Third Parties Are Security Holes”, 2001. nakamotoinstitute.org adresinde mevcuttur.
2. Bu ilk üç teknolojinin kısa bir açıklaması bu bölümün ekinde sunulmuştur, iş ispatı ise bu bölümde ve 10. Bölüm’de ayrıntılı olarak tartışılmıştır.
3. Konrad Graf, “On the Origins of Bitcoin: Stages of Monetary Evolution”, 2013. www.konradsgraf.com adresinden ulaşılabilir.
4. Bu kitabı ve okuyucuyu metafizik sorulara sürekleme maksadında değilim ancak bir keresinde Bitcoin’in işlem defterinin bu dünyadaki nesnel olarak belirlenmiş tek varlık olabileceği aklıma geldi. Her gerçeğin öznel olduğunu ve bunun doğruluğunun söyleyen ya da duyan kişiye bağlı olduğunu (çoğu filozofun yaptığı gibi) öne sürebilirsiniz fakat Bitcoin işlem defteri başkasının sözüne güvenmeden sadece elektrik ve işlem gücünün gerçeğe dönüştürülmesiyle yaratılmaktadır.
5. Bitcoin’e sahip olmanın tek yolu, özel anahtarların kontrolüne sahip olmaktır. Eğer bir kişi özel anahtarlarınızı ele geçirirse, Bitcoin’lerinize de sahip olurlar. Özel anahtarların çalınması tıpkı fiziksel dolar ve altınlarınızın çalınması gibi nihai ve geri döndürülemezdir. Hırsızlığı geçersiz kılması için arayabileceğiniz bir otorite yoktur. Bu, Bitcoin’in nakit olmasının kaçınılamaz bir sonucudur ve Bitcoin’e yatırım yapacak potansiyel yatırımcıların Bitcoin’e herhangi bir para yatırmadan önce bunu tamamen kavramaları gerekir. Özel anahtarları güvene almak basit bir iş değildir ve yeterince güvence altına almamak da oldukça risklidir.
6. Ralph Merkle, “DAOs, Democracy and Governance”, Cryonics, cilt 37, no. (Temmuz-Ağustos 2016): 28-40; Alcor, www.alcor.org