Bugün bize sürekli olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin bir sağlık hizmeti krizi ile karşı karşıya olduğu söyleniyor. Tıbbi masraflar çok yüksek ve sağlık sigortası yoksulların erişemeyeceği bir yerde. Bu krizin nedeni hiçbir zaman tam olarak açıklanmadı, ancak sorunun tedavisi neredeyse herkes için açık: Hükümet, bu sorunu çözmek için devreye girmeli. Bundan seksen yıl önce, Amerikalılara yine ülkelerinin bir sağlık kriziyle karşı karşıya olduğu söylendi.
Ancak şikayetin sebebi, şimdikinin aksine tıbbi masrafların çok düşük olması ve sağlık sigortasının herkes için erişilebilir olmasıydı. Ama o dönemde de hükümet sorunu çözmek için adım attı. Ve, çözdü! 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında, İngiltere, Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde çalışan yoksullar için sağlık hizmeti ve sağlık sigortası kaynaklarından biri kardeşlik topluluklarıydı. Kardeşlik toplulukları (Britanya ve Avustralya'da “dostçul topluluklar”) gönüllü işleyen karşılıklı yardımlaşma dernekleriydi. Onların torunları bugün aramızda Shriners, Elks, Masonlar ve benzeri topluluklar şeklinde hayatta kalıyor, ancak bunlar artık pek bir rol oynamamaktadır. Kardeşlik toplumları özellikle siyahlar ve göçmenler arasında popülerdi. Kardeşlik topluluklarının arkasındaki ilke basitti. İşçilerden oluşan bir grup, bir dernek kuracak (veya mevcut olan bir derneğin yerel bir şubesine katılacak) ve derneğin hazinesine aylık ücretler ödeyecekti; üyeler daha sonra ihtiyaç anında hazinede toplanan kaynaklardan yararlanabilecektir. Yüzyılın başında Amerika, hepsinin arasından seçim yapabileceğiniz baş döndürücü kardeşlik topluluğu dizisi sundu. Bazıları belirli bir etnik veya dini gruba hitap ediyordu; diğerleri bunu yapmadı. Birçoğu üyelerine eğlence sundu ya da toplum hizmetinde bulundu. Bazı kardeşlik toplulukları tamamen kadınlar tarafından ve kadınlar için yönetiliyordu. Üyelerin seçebilecekleri hizmet türleri de genellikle çeşitlilik gösteriyordu, ancak en yaygın olarak sunulanlar hayat sigortası, engellilik sigortası ve "Lonca Uygulaması" idi. "Lonca Uygulaması", günümüz HMO'larını andıran, belirli bir dernek veya locanın, üyelerine tıbbi bakım sağlamak için bir doktorla sözleşme yapmasını ifade eder. Doktor, verdiği her hizmet başına ücret almak yerine, hizmetli bazında düzenli bir maaş aldı; üyeler yıllık bir ücret ödeyecek ve daha sonra gerektiğinde doktor hizmetlerini kullanacaktı. Eğer sağlık hizmetleri yetersiz bulunursa, doktor cezalandırılırdı ve sözleşme yenilenmeyebilirdi. Lonca üyelerinin, bu sistemden keyif aldıkları bildirildi. Ve hekimin hizmetlerinin aşırı kullanılma ihtimali, kardeşlik topluluğunun kendi "kendi kendini denetleyen mekanizması" tarafından kontrol altında tutuldu ; bu şekilde gelecekteki prim artışlarından kaçınmak isteyen loca üyeleri, diğer üyelerin mevcut sistemi kötüye kullanmadığından emin olmakla motive edildiler. En dikkat çekici olan detay, bu tıbbi hizmetlerin maliyetinin düşük olmasıydı. Yüzyılın başında, bireysel bir üyeye “Lonca Uygulamasının” ortalama maliyeti yılda bir ila iki dolar arasındaydı. Bir günlük çalışmadan elde edilen kazanç, bir yıllık tıbbi bakım için ödenmekteydi. Buna karşılık, normal tıp piyasasında tıbbi hizmetin ortalama maliyeti, ziyaret başına bir ila iki dolar arasındaydı. Yine de lisanslı doktorlar, özellikle “Meşhur” Tıp fakültelerinden gelmeyenler, - belki de sundukları güvenlik nedeniyle - localarda hizmet için şiddetle rekabet ettiler; ve bu rekabet maliyetlerin düşük olmaya devam etmesine sebep oldu. Hem Amerika'da hem de Britanya'da Tıbbi Kurumlar'ın tepkisi öfkeyle doluydu. "Loca Uygulaması", kurumlar tarafından sert bir dille kınandı. Bir çok doktorun aldığı bu düşük ücretler, mesleği "iflasa sürüklüyordu". Dahası, onların birçoğu, eğitimli doktorların, alt sınıf tüccarların "uşakları" olarak hizmet etmek için hevesle rekabet etmesini, mesleğin itibarına bir darbe olarak gördü. Bu tür eğitimsiz ve sosyal açıdan yetersiz kişilerin, doktor hizmetleri için ücret belirlemelerine veya profesyonellerin hizmetlerinin tatmin edici olup olmadığını belirlemek için karar vermelerine izin verilmesi özellikle tiksindiriciydi. Devletin bir şeyler yapmasını talep ettiler. Ve öyle de yaptı. Britanya'da devlet, sağlık hizmetlerini siyasi kontrol altına alarak loca uygulamasına son verdi. Doktorların ücretlerini artık "cahil hastalar" değil, eğitimli profesyonellerden oluşan heyet (yani doktorların kendileri) belirleyecekti. Devlet tarafından finanse edilen tıbbi bakım, bir günde "Loca Uygulamasını" geride bıraktı; İsteseler de istemeseler de “ücretsiz” sağlık hizmetleri için vergi ödemeye zorlanan insanlar, halihazırda ödedikleri devlet hizmetlerini kullanmak yerine, kardeşlik topluluklarına sağlık hizmetleri için fazladan ödeme yapmak için çok az teşvike sahipti. Amerika'da, ulusun sağlık sisteminin sosyalleştirilmesi daha uzun sürdü, bu nedenle Tıbbi Kurumlar amaçlarına daha dolaylı yoldan ulaşmak zorunda kaldı; ama esas sonuç aynıydı. Amerikan Tabipler Birliği gibi tıbbi kurumlar, "Lonca Uygulaması" sözleşmelerini imzalamaya cesaret eden doktorlara yaptırım uyguladı. Bu tür tıbbi kurumların hükümetin verdiği imtiyazlara erişimi olmasaydı, bu tür kurumlar daha az etkili olabilirdi; ama aslında, hükümetin verdiği imtiyazlar sayesinde, tıbbi ruhsat verme prosedürünü kontrol ettiler, böylece kendi lehlerine olmayan herkesin tıbbi hizmet verme hakkından mahrum bırakılmasını sağladılar. Bu tür tıbbi ruhsat yasaları, aynı zamanda, Amerikan Tabipler Birliğine "Loca Uygulamasına" karşı bir mücadele yöntemi de sunuyordu. Bu dönemde Amerikan Tabipler Birliği, tıbbi ruhsat gerekliliklerini daha öncelerde olduğundan çok daha katı hale getirdi. Sebebinin, tıbbi bakımın kalitesini yükseltmek olduğunu iddia ettiler. Ancak sonuç, doktorların sayısının düşmesi, rekabetin azalması ve tıbbi ücretlerin artmasıydı; Herhangi bir piyasa malında olduğu gibi, arz üzerindeki yapay kısıtlamalar daha yüksek fiyatlar yarattı - bu ise kardeşlik topluluklarının işçi sınıfından olan üyeleri için özel bir zorluk oldu. Lobicilerin başlattığı yolda son öldürücü darbeyi kardeşlik topluluklarının kendileri vurdu. Ulusal Kardeşlik Kongresi, Amerikan Tabipler Birliği gibi kartelleşmenin faydalarından yararlanmaya çalışarak kardeşlik topluluklarının talep edebileceği oranlar üzerinde yasal bir minimum sınır koyan yasalar için lobi yaptı. Ne yazık ki lobiciler için lobicilik çabası başarılı oldu; istenmeyen sonuç, minimum sınır yasalarının kardeşlik topluluklarının hizmetlerini artık rekabetçi olmamasıydı. Bu nedenle, Ulusal Kardeşlik Kongresi'nin lobicilik çabaları, yaratmaya çalıştır bir "Karşılıklı Yardım Topluluğu" karteli yaratmak yerine, kardeş toplumların pazar nişini ve bununla birlikte çalışan yoksul insanlar için verdikleri düşük maliyetli sağlık hizmetleri fırsatını basit bir şekilde yok etti. Neden bugün sağlık hizmeti maliyetlerinde bir kriz yaşıyoruz? Çünkü hükümet 80 yıl önce karşılaştığımız krizi “çözdü”. Yazar - Roderick T. Long
Çevirmen - Abbas Mirza
Bu yazı freenation.org sitesinin ''How Government Solved the Health Care Crisis'' adlı yazının çevirisidir.
Comments