23/03/2018 - Saifedean Ammous

⏪ Önceki Bölüm - Sonraki Bölüm ⏩
Bir varlığın parasal rolünü sürdürebilmesi işin öngörülebilir şekilde arz büyümesini sabit ya da düşük oranda tutmak teorik olarak mümkün olsa da gerçekte bu, teoriden çok daha zor olmuştur. Hükümetler hiçbir zaman özel tarafların kendi özel para birimlerini çıkarmalarına ve hükümetin kendini fonlayarak büyüdüğü asıl yoldan sapmalarına izin vermemiştir. Dolayısı ile hükümet her zaman para tedavülünü tekeline almak ve para arzını artırmak için güçlü bir istek duyacaktır. Fakat Bitcoin’in icadıyla birlikte, dünya sonunda kendi arz büyümesini kontrol edeceğine dair oldukça kuvvetli bir garantiye sahip sentetik bir para biçimine kavuşmuştur. Bitcoin, makroekonomistleri, siyasîleri, başkanları, devrimci liderleri, askerî diktatörleri ve televizyonda boy gösteren uzmanların hepsini para politikasının dışına itmektedir. Para arzı büyümesi, ağın tüm üyeleri tarafından benimsenen programlanmış bir fonksiyon tarafından belirlenmektedir. Bu para biriminin ilk ortaya çıktığı zamanlarda enflasyon programının makul ölçüde değiştirilebileceği bir dönem belki de vardı fakat o günler çok geride kaldı. Tüm pratik maksat ve amaçlar için, Bitcoin’in enflasyon programı tıpkı işlem kaydı gibi değiştirilemez yapıdadır.¹ Bitcoin’in ilk piyasaya çıktığı yıllarda arz büyümesi oldukça yüksekti ve enflasyon programının değişmeyeceği garantisi pek de güvenilir değildi fakat zaman geçtikçe arz büyüme oranı düştü ve her geçen gün ciddi değişikliklere uğramamış olan ağın bu arz programını sürdürmesine duyulan güven arttı.
Bitcoin blokları ortak deftere yaklaşık her on dakikada bir yazılmaktadır. Ağın doğduğu zaman blok ödül miktarı blok başına 50 Bitcoin olarak programlanmıştı. Her dört yılda bir ya da kabaca her 210.000 blokta bir, blok ödülü yarıya düşer. İlk yarılanma 28 Kasım 2012’de gerçekleşti, yeni blok ödülü blok başına 25 Bitcoin’e düştü. 9 Temmuz 2016 tarihinde tekrar yarılanarak blok başına 12,5 Bitcoin’e düştü ve 2020 yılında bu değer 6,25’e düşecektir. Bu programa göre, arz, giderek azalan bir oranla artmaya devam edecek, asimptotik olarak 2140 yılı civarında daha fazla üretilemeyecek olan 21 milyon Bitcoin’e ulaşacaktır. (Bkz. Şekil 1)

Şekil 1: Blokların her on dakikada bir piyasaya çıktığı varsayımıyla Bitcoin arzı ve arz büyüme hızı
Yeni Bitcoin’ler sadece yeni bir blokla birlikte üretildiğinden ve her blok iş ispatı problemlerinin çözülmesini gerektireceğinden, yeni Bitcoin üretmenin gerçek bir maliyeti vardır. Bitcoin’in piyasa fiyatı yükseldikçe, blok ödülünü almak için iş ispatınının çözümü için daha fazla düğüm ağa katılacak, bu durumda iş ispatı zorluğu artacak ve nihayetinde ödülü almak daha maliyetli hâle gelecektir. Bitcoin üretmenin maliyeti de piyasa fiyatı ile birlikte yükselmeye devam edecektir.
Bu arz büyüme programını ayarladıktan sonra, Satoshi Nakamoto her Bitcoin’i daha sonra rumuzunu onurlandırmak için Satoshi adını alan 100.000.000 birime bölmüştür. Her Bitcoin’i 8 haneye bölmesiyle yeni arz 2140 yılına kadar azalan bir oranla büyümeye devam edecek ve tüm haneler dolduğunda 21.000.000 Bitcoin’e ulaşacağız. Ancak azalan büyüme hızı, 2025 yılına kadar ilk 20 milyon Bitcoin’in üretileceği ve önümüzdeki bir yüzyıl içinde üretilebilecek için bir milyon Bitcoin kalacağı anlamına gelmektedir.
Yeni Bitcoin miktarı tam olarak algoritmanın öngördüğü kadar değildir, çünkü yeni bloklar kesin olarak her on dakikada bir çıkarılmamaktadır, çünkü zorluk ayarlaması her iki haftada bir yapılmaktadır ve ne kadar yeni madencinin bu işe girdiğine bağlı olarak aşağı veya yukarı yönlü değişebilmektedir. Henüz çok az insanın Bitcoin kullandığı 2009 yılında, üretim programın çok gerisindeydi, 2010 yılında ise öngörülen teorik miktarın üzerindeydi. Kesin sayılar değişecektir, fakat teorik büyümeden sapma arz büyüdükçe azalacaktır. Değişmeyecek olan şey ise azami toplam Bitcoin miktarı ve giderek azalan miktarda Bitcoin’in mevcut stoka eklenmesiyle arz büyüme oranının giderek azalacak olmasıdır.
2017 yılı sonunda var olacak tüm Bitcoin miktarının %79,9’u olan 16.775.000 Bitcoin hâlihazırda çıkarılmıştı. 2016 yılındaki %6,8’lik arz büyüme oranı, 2017 yılında %4,35’e gerilemiştir. Tablo 1, BTC’nin gerçek arz büyümesini ve büyüme oranını göstermektedir.²
Tablo 1: Bitcoin Arzı ve Büyüme Hızı
Yıl | Toplam BTC Arzı | Yıllık Büyüme Oranı |
2009 | 1.620.000 | - |
2010 | 5.020.000 | %209,13 |
2011 | 8.000.000 | %59,42 |
2012 | 10.610.000 | %32,66 |
2013 | 12.200.000 | %14,94 |
2014 | 13.670.000 | %12,06 |
2015 | 15.030.000 | %9,93 |
2016 | 16.080.000 | %6,80 |
2017 | 16.780.000 | %4,35 |
Gelecek yılların Bitcoin arz programına yakından bir bakış, bize, yaklaşık arz ve büyüme oranlarını verecektir. Gerçek sayılar bunlardan farklı olacaktır, ancak bu farklar küçük olacaktır. (Bkz. Tablo 2)³
Tablo 2: Bitcoin Arzı ve Büyüme Hızı (Tahminî)
Yıl | Toplam BTC Arzı | Yıllık Büyüme Oranı |
2018 | 17.420.000 | %3,82 |
2019 | 18.060.000 | %3,68 |
2020 | 18.530.000 | %2,61 |
2021 | 18.860.000 | %1,77 |
2022 | 19.180.000 | %1,74 |
2023 | 19.510.000 | %1,71 |
2024 | 19.760.000 | %1,26 |
2025 | 19.920.000 | %0,83 |
2026 | 20.090.000 | %0,82 |
Şekil 2, temel küresel rezerv para birimlerinin geniş para arzı ve son 25 yıl içindeki altının önümüzdeki 25 yıldaki büyüme hızını tahmin etmekte ve programlanmış büyüme oranlarıyla Bitcoin arzını artırmaktadır. Bu hesaplamalarla, önümüzdeki 25 yıl içinde Bitcoin arzı %27 artacak, altın arzı %52, Japon Yeni %64, İsviçre Frangı %169, ABD Doları %272, Avro %286, İngiliz Sterlini ise %429 artacaktır.

Şekil 2: Bitcoin, altın ve ulusal para birimlerinin 25 yıllık büyüme oranı tahmini
Bu açıklama Bitcoin’in satılabilirliğini ve paranın işlevini nasıl yerine getirdiğini anlamamıza yardımcı olacaktır. 2025 yılına kadar altın arzının da daha aşağısına düşen arz büyüme oranıyla Bitcoin, bir değer saklama aracı olarak önemli bir talep kazanıp zaman içerisinde de satılabilirliğe sahip olabilir. Dijital doğası başka hiçbir para biriminin sahip olmadığı biçimde bölgeler arası satılabilirliğe sahip olmasına sebep olurken, 100.000.000 satoshi’ye bölünebiliyor olması da ölçekler arası satılabilirliğini artırmaktadır. Dahası, Bitcoin’in aracı kontrolünü saf dışı bırakması ve herhangi bir otoritenin değerini düşürmesini ya da el koymasını imkânsızlaştırması, onu hükümet parasının dezavantajlarından arındırmaktadır. Dijital çağ hayatımızın pek çok yönüne iyileştirmeler ve verimlilik getirirken, Bitcoin dolaylı takas probleminin parasal çözümünde, büyükbaş hayvan ve tuzdan altın ve gümüşe geçiş kadar büyük bir teknolojik sıçrama ortaya koymaktadır.
Geleneksel para birimlerinin arzları sürekli büyümekte ve alım güçleri düşmekteyken, Bitcoin, arzındaki mütevazı, giderek azalan ve sınırlı büyüme ile alım gücünde büyük bir artış kaydetmiştir. Çünkü işlemleri doğrulayan madenciler bu doğrulamalar için Bitcoin ile ödüllendirilmektedir, madenciler para biriminin değerinin artmasına sebep olan sistemin bütünlüğünü koruma karşılığında müktesep bir hak elde etmiştir.
Bitcoin ağı 2009 Ocak ayında başladı ve bir süreliğine küçük bir kriptografi posta listesine kayıtlı kişiler tarafından kullanılan belirsiz bir projeydi. Bitcoin’in yaşantısı boyunca en önemli an belki de ekonomik olarak değersiz olmaktan çıkıp piyasa değerine kavuştuğu andı, bu Bitcoin’in piyasa testini geçtiğinin bir kanıtıydı: Ağ birilerinin bu işe gönüllü olarak para ödemeye razı etmeye yetecek ölçüde başarıyla görevini yerine getirmişti. Bu, 2009 Ekim ayında gerçekleşti, New Liberty Standard adında çevrimiçi bir borsa Bitcoin’i 0,000994 dolar fiyatla satışa sundu. Mayıs 2010’da ilk gerçek dünya alışverişi gerçekleşti, birisi 25 dolar değerindeki iki pizzaya 10.000 BTC ödeyerek, Bitcoin fiyatını 0,0025 dolar olarak belirlemiş oldu. Zamanla, daha çok insan Bitcoin’den haberdar oldu ve satın almayla ilgilendi, bu da fiyatının yükselmesine sebep oldu.⁴
Bitcoin tokeni⁵ için piyasa talebi, dijital nakit sisteminin işletilmesi için ilk (şimdiye kadar tartışmasız olarak tek) gerekli olan şey olmasından kaynaklanmaktadır.⁶ İlk günlerinde ağın başarılı olarak çalışması sebebiyle dijital token, küçük kriptograflar ve liberteryen topluluklarında koleksiyonluk bir değer hâline geldi. Bu kişiler kendi kişisel bilgisayarları ile madencilik yapıyordu ve sonunda birbirlerinden satın almaya bile başladılar.⁷ Token’lerin sıkı bir şekilde sınırlandırılmış olması ve çoğaltılamaması, onlara başlangıçtaki koleksiyon statüsünü kazandırmıştır. Bitcoin ağında kullanılmak üzere bireyler tarafından temin edildikten ve ekonomik bir değer kazandıktan sonra, Bitcoin daha fazla insan tarafından bir değer saklama aracı olarak talep görmesiyle tedavüle girdi. Bu faaliyet dizisi, paranın kökenleri üzerine Ludwig von Mises’in parasal bir malın önce bir piyasa malı olarak başlayarak sonradan bir takas aracına dönüştüğünü savunduğu Regresyon Teorisi ile uyumludur. Bitcoin’in koleksiyon eşyası olduğu durum deniz kabuklarının, rai taşlarının ve değerli metallerin ziynet olarak kullanılırken değerlerini artıran parasal bir rol elde etmelerinden önceki durumundan farksızdır.
Yeni ve henüz yayılmaya başlamış olan Bitcoin’in fiyatı taleple beraber vahşice dalgalandı ancak fiyatlardaki âni yükselişe cevaben arzın, bir otoritenin keyfine göre artırılmasının imkânsız olması, Bitcoin’in alım gücündeki göz kamaştıran yükselişin sebebini açıklar. Bitcoin’e olan talepte keskin bir artış olduğunda, madenciler bakır madeninde olduğu gibi üretimi programın ötesinde artıramazlar ve hiçbir merkez bankası Alan Greenspan’in altın konusunda tavsiye ettiği şekilde, artan Bitcoin miktarıyla piyasayı boğamaz. Piyasanın büyüyen talebi karşılayabilmesinin tek yolu, fiyatın tasarruf sahiplerinin ellerindeki Bitcoin’leri yeni gelenlere satmaya teşvik edecek kadar yükselmiş olmasıdır. Bu, ilk işlem yapıldığı 5 Ekim 2009 tarihinde 0,000994 dolar olan Bitcoin fiyatının sekiz yılın sonunda, 5 Ekim 2017’de 4.200 dolar olmasını, yani %422.520.000’lik bir artış ve yıllık %573 büyüme oranını açıklamaya yardımcı olur (Bkz. Şekil 3).⁸

Şekil 3: ABD Doları cinsinden Bitcoin fiyatı
Bitcoin’in fiyatının yükselebilmesi için, insanların onu bir değer saklama aracı olarak tutması ve harcamaması gerekir. Bir para birimini belirli bir süre tutmak isteyen bir grup insan olmadan, bir paranın sürekli satılması, fiyatını düşük tutacak ve değerlenmesinin önüne geçecektir. Kasım 2017’ye kadar, dolaşımdaki tüm Bitcoin’lerin toplam piyasa değeri, çoğu ülkenin ulusal para birimlerinin geniş para arzından daha büyük bir değere sahip olan 110 milyar ABD doları aralığındaydı. Eğer Bitcoin bir ülke olsaydı, para biriminin değeri dünya sıralamasında 56. büyük para birimi olurdu. Yani Fas ve Peru’dan büyük ama Kolombiya ve Pakistan’dan küçük veya yaklaşık Kuveyt ya da Bangladeş kadar olurdu. Eğer bir dar para arzıyla karşılaştırılacak olsaydı, Bitcoin arz değeri dünyada yaklaşık 33. olurdu. Bu sıralama Brezilya, Türkiye ve Güney Afrika’nın dar para arzı değerine yakındır.⁹ Dokuz yıl içinde spontane ve gönüllülük esasıyla anonim bir programcı tarafından dizayn edilen bir ağ etrafında şekillenen bir çevrimiçi ekonominin, pek çok ulus devletin ve millî paranın para arzından fazla değer sahibi olması belki de internetin en göze çarpan başarılarından biridir.¹⁰
Bu muhafazakâr para politikası ve bu politikaya uygun olarak Bitcoin’in piyasa değerindeki yükseliş, madencilerin dürüstçe işlemleri doğrulamak için elektrik ve işlem gücü harcamaya devam etmesine sebep olduğu gibi Bitcoin’in başarıyla işleyebilmesi için de hayatî önemi haizdir. Eğer Bitcoin Keynesyen ya da monetarist bir iktisatçının önereceği biçimde ucuz para politikası ile yaratılsaydı, sahip olduğu para arzı, kullanıcı ya da işlem sayısına göre büyürdü ama o zaman yalnızca kriptografi meraklıları arasında marjinal bir deney olarak kalmaya devam ederdi. Önemli miktarda işlem gücü madenciliğe aktarılmazdı, token karşılığında işlemleri doğrulamak için, daha fazla insan bu işe girdiğinde değer kaybedeceğinden, iş ispatlarını çözmeye yoğun yatırımlar yapmanın hiçbir mantığı kalmazdı. Modern yasal (fiat) ekonomilerin ve iktisatçıların genişlemeci para politikaları, piyasanın serbest biçimde benimsenme testini asla geçememiştir ama daha önce belirtildiği gibi kanunlarla empoze edilmiştir. İnsanların onu kullanması için hiçbir baskı uygulamayan ve gönüllülük esasına dayanan bir sistem olan Bitcoin, önemli bir talep çekmeyi başaramazdı, sonuç olarak da dijital nakit olarak statüsü garanti edilemezdi. İşlemler üçüncü bir tarafa güven gerektirmeden halledilebilecek olsa da ağ yüksek işlem gücü ile harekete geçen kötü niyetli kişilerin saldırılarına karşı savunmasız kalacaktır. Başka bir deyişle, muhafazakâr bir para politikası ve zorluk ayarlaması ile Bitcoin teoride dijital nakit olmayı başarırdı ancak pratikte yaygın olarak kullanılamayacak kadar güvensiz kalırdı. Bu durumda, sağlam bir para politikası getiren Bitcoin’in ilk rakibi, defterin güncellenmesini ve yeni birimlerin üretilmesini gittikçe zorlaştırırdı. Defteri güncellemenin yüksek maliyeti, madencileri defteri güncellemede dürüst olmaya zorlardı, ağı ucuz para peşinde koşanlardan daha güvenilir yapardı.
Fiyat artışı, ağın kullanıcılarına sunduğu artan kullanım ve faydaların bir yansımasıdır. Ağdaki işlem sayısı da hızla yükselmiştir: 2009 yılında 32.687 işlem yapılmışken (günde 90 işlem), 2017 yılında işlem miktarı 103 milyonu geçmiştir (günde 284.797 işlem). Kümülatif işlem sayısı Ocak 2018’de 300 milyona yaklaşmaktadır. Tablo 3 ve Şekil 4 yıllık büyümeyi göstermektedir.
Tablo 3: Bitcoin Ağındaki yıllık işlemler¹¹
Yıl | Toplam İşlem | Ortalama Günlük İşlem |
2009 | 32.687 | 90 |
2010 | 185.212 | 507 |
2011 | 1.900.652 | 5.207 |
2012 | 8.447.785 | 23.081 |
2013 | 19.638.728 | 53.805 |
2014 | 25.257.833 | 69.200 |
2015 | 45.661.404 | 125.100 |
2016 | 82.740.437 | 226.067 |
2017 | 103.950.926 | 284.797 |

Şekil 4: Bitcoin Ağındaki yıllık işlemler (milyon)¹²
İşlemlerdeki büyüme etkileyici olsa da Bitcoin’in toplam stokunun değerindeki büyüme ile uyum göstermemektedir. Bitcoin arzının değerinde bir para birimi olan bir ekonomide olacağından çok daha az işlem yapılmaktadır; günlük 300.000 işlem küçük bir kasabadaki işlem miktarıdır, orta ölçekte bir ekonomi bundan çok daha fazlasıdır, Bitcoin arzı da orta ölçekte bir ekonomi civarındadır. Bunun da ötesinde, Bitcoin mevcut bloklarının bir megabayt ile sınırlı olması sebebiyle günde 500.000 işlem Bitcoin ağı tarafından gerçekleştirilebilir ve bu tüm ağ kullanıcıları tarafından kaydedilebilecek üst limite yakındır. Her ne kadar üst sınıra ulaşılmış ve bu durum herkesçe biliniyor olsa da Bitcoin’in değeri ve günlük işlem değeri azalmamıştır. Bu durum Bitcoin’i benimseyenlerin bir takas aracından ziyade 9. Bölüm’de tartışılacağı gibi, daha çok bir değer saklama aracı olarak gördükleri anlamına gelir.
İşlemlerin piyasa değeri de ağın ömrü boyunca yükselmeye devam etmiştir. Bitcoin işlemlerinin tuhaf doğası işlemlerin Bitcoin ya da ABD doları cinsinden kesin değerinin hesaplanmasını zorlaştırmaktadır ama en düşük tahminlere göre, Bitcoin’in ömrü boyunca oldukça volatil bir büyüme oranına sahip olduğu da göz önüne alınarak, 2017 yılında ortalama günlük işlem hacmi 260.000 Bitcoin civarındadır. Bitcoin’in işlemler değeri zaman içinde kayda değer bir artış göstermezken, ABD doları cinsinden piyasa değeri önemli ölçüde yükselmiştir. 2017 yılında işlem hacmi 375.6 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Dokuzuncu yaş gününe kadar Bitcoin toplamda, Bitcoin’in ABD doları cinsinden o günkü fiyatıyla, yarım trilyon ABD doları değerinde para transferi işlemiştir (Bkz. Tablo 4)¹³
Tablo 4: Bitcoin Ağı işlemlerinin ABD doları cinsinden toplam yıllık değeri
Yıl | ABD Doları Değerinde Toplam İşlem |
2009 | 0 |
2010 | 985.887 |
2011 | 417.634.730 |
2012 | 607.221.228 |
2013 | 14.767.371.941 |
2014 | 23.159.832.297 |
2015 | 26.669.225.582 |
2016 | 58.188.957.445 |
2017 | 375.590.943.877 |
Toplam | 499.402.199.987 |
Bitcoin ağının büyümesinin başka bir ölçüsü de para transferlerinin işlenmesi için gereken işlem ücretlerinin değeridir. Bitcoin işlemleri teorik olarak ücretsiz olarak işlenebilecekken, madencilerin bunları işlemeleri zorunludur ve ücret arttıkça bu işlemleri alma hızları artar. İşlem sayısının az olduğu ilk günlerde madenciler işlem ücreti almazlardı, çünkü elde ettikleri blok ödülü gayretleri için yeterliydi. Ancak Bitcoin işlemlerine olan talep yükseldikçe, madenciler daha seçici davranarak yüksek ücretli işlemleri önceliklendirebilmektedirler. 2015 sonlarına kadar işlem ücreti 0,1 doların altındayken, 2016 başlarında bu ücret 1 doların üzerine yükselmeye başlamıştır. 2017 yılında Bitcoin’in fiyatındaki hızlı yükselme ile, günlük ortalama işlem ücreti kasım sonuna kadar 7 dolara ulaşmıştı. (Bkz. Şekil 5).¹⁴

Şekil 5: Bitcoin ağı üzerindeki işlem ücretlerinin ortalama ABD doları değeri (logaritmik ölçekte verilmiştir)
Bitcoin’in fiyatı genel olarak yükselmekle beraber, bu yükseliş oldukça volatil olmuştur. Şekil 6, son beş yıllık Bitcoin ticaretinin günlük getirilerinin 30 günlük standart sapmasını göstermektedir.¹⁵ Volatilite azalırken, ulusal para birimleri ve altına kıyasla hâlâ yüksektir ve trend henüz volatilitenin azalacağını söylemek için zayıftır. ABD Dolar Endeksinin 30 günlük volatilitesi Şekil 6’da bakış açısı sağlaması açısından ilave edilmiştir.

Şekil 6: Bitcoin ve USD Endeksinin 30 günlük volatiliteleri
Altın, majör para birimleri ve kripto para birimlerinin fiyat verileri incelendiğinde, bu para birimlerinin piyasa fiyatında önemli bir farklılık gözlenmektedir. Altın, majör para birimleri ve Bitcoin’e dair önceki beş yıl için günlük getiriler toplanmıştır. Majör para birimlerinin tamamı Bitcoin’inkinin yedi katından fazla standart sapmaya sahipti. (Bkz. Tablo 5)¹⁶
Tablo 5: 1 Eylül 2011-1 Eylül 2016 dönemine ait ABD doları bazında döviz kuru piyasa fiyatlarındaki ortalama günlük yüzde değişim ve standart sapma
| Ortalama Günlük % Değişim | Standart Sapma |
Çin Yuanı | 0,00002 | 0,00136 |
ABD Doları | 0,00015 | 0,00305 |
İngiliz Sterlini | 0,00005 | 0,00559 |
Hindistan Rupisi | 0,00019 | 0,00560 |
Avro | -0,00013 | 0,00579 |
Japon Yeni | 0,00020 | 0,00610 |
İsviçre Frangı | 0,00003 | 0,00699 |
Altın | -0,00018 | 0,01099 |
Bitcoin | 0,00370 | 0,05072 |
Bitcoin’in volatilitesi, arzının tamamen katı olmasından ve talep değişikliklerine cevap vermemesinden gelir çünkü önceden belirlenmiş bir oranda büyümeye programlanmıştır. Herhangi sıradan bir meta için, talepteki bir değişim bu metayı üretenlerin üretim kararını etkileyecektir: Talepteki bir artış üretimlerinin artmasına sebep olacak, fiyattaki yükselişi ve kârlılıklarını makul hâle getirecektir, talepteki bir azalma durumunda ise arzı düşürecek ve kayıplarını asgari seviyeye getirmelerine yol açacaktır. Benzer bir durum dövizler için de geçerlidir, merkez bankalarının piyasa hareketlerine karşılık para birimlerinin alım gücünün göreceli olarak istikrarını korumaları beklenir. Talebe hiçbir şekilde yanıt vermeyen arz programı ve arzını yönetecek bir merkez bankasının yokluğu nedeniyle, özellikle de günlük olarak talebin kararsızca değişmesi ve Bitcoin’in işlem gördüğü piyasaların henüz başlangıç döneminde olması sebebiyle volatilite olma ihtimali yüksektir.
Fakat Bitcoin ile uğraşan finansal kurumların gelişmişlik ve derinliği ile birlikte piyasa büyüdükçe, bu volatilite azalacaktır. Daha büyük ve daha likit bir piyasa ile günlük talep değişimleri görece daha küçülecek, bu da piyasa yapıcıların fiyat değişimlerinden korunarak kâr elde etmesine ve fiyatın yumuşamasına neden olacaktır. Bu ancak çok sayıda piyasa katılımcısı Bitcoin’i uzun vadeli olarak elinde tutmaya karar verirse gerçekleşebilir. Bitcoin arzının piyasa değeri yükselecek ve arzın küçük bir parçası ile oldukça likit büyük bir piyasa oluşturacaktır. Eğer ağ herhangi bir noktada istikrarlı bir noktaya ulaşırsa, giren ve çıkan fon akışı nispeten eşit olacak ve Bitcoin fiyatı dengelenecektir. Böyle bir durumda, Bitcoin daha fazla istikrar kazanacak ve ilave olarak günlük piyasa işlemleri ile çok değişmeyen bir likiditeye sahip olacaktır. Fakat Bitcoin benimsenmeye devam ettiği sürece, değer kazanmasıyla daha fazla kişiyi çekecek, bu daha fazla değerlenmeye sebep olacak ve volatilite daha da azalacaktır. Bitcoin büyümeye devam ettikçe, token fiyatı çok hızlı bir büyüme hedefleyen yeni bir şirket hissesi gibi davranacaktır. Eğer Bitcoin’in büyümesi durup dengelenirse, yüksek riskli yatırım akışları azalacak ve her geçen yıl yavaş yavaş değer kazanan normal bir parasal varlığa dönüşecektir.
Dipnotlar:
1. Bitcoin’in değiştirilemezliğini ve değişime karşı direncini 10. Bölüm’de işleyeceğiz.
2. Kaynak: blockchain.info.
3. Kaynak: Yazarın hesaplamaları.
4. Her iki işlemin detayları Nathaniel Popper’in Digital Gold’unda bulunabilir.
5. Dijital itibari para, borsalarda dijital olarak işlem yapılan kripto kod. (ç.n.)
6. Bitcoin’in “çakma”larının neden dijital nakit olarak tanımlanamayacağının tartışmasını 10. Bölüm’de işleyeceğiz.
7. Bu konuyla ilgili iyi bir tartışma için bkz. Kyle Torpey, “Here’s What Goldbugs Miss About Bitcoin’s ‘Intrinsic Value’”, Forbes, 2017.
8. Kaynak: Coindesk Bitcoin Fiyat Endeksi.
10. Bu kıyaslamalara biraz şüpheci yaklaşmak gerekir çünkü benzer niteliktekiler için isabetli kıyaslamalar değildir. Hükümet parası arzı yalnızca merkez bankası tarafından yaratılmaz, bankaların kendileri de bunu yapabilir fakat Bitcoin için böyle bir süreç mevcut değildir. Para arzı ölçütleri de hangi finansal varlıkları içereceğiyle birlikte bir ülkeden öbürüne değişir.
11. Kaynak: blockchain.info.
12. Kaynak: blockchain.info.
13. Kaynak: blockchain.info.
14. Kaynak: blockchain.info.
15. Kaynak: Yazarın St. Louis Federal Rezerv ekonomik verilerinden alınan ABD doları ve coindesk.com’dan alınan Bitcoin verilerine dayanan hesaplamaları.
16. Tüm dövizler ABD doları cinsinden hesaplanmış, ABD doları içinse ABD Dolar Endeksi baz alınmıştır. Ulusal para birimi verisi St. Louis Rezerv Ekonomik Verilerinden alınmıştır. Altın verisi Dünya Altın Konseyi’nden alınmıştır. Bitcoin verileri coindesk.com’dan alınmıştır.